Arkadaşımın Sevgilisi
Üniversiteye başladığım sene tanıştığım kız arkadaşımla üç senedir beraberdik. Son iki senedir de aynı evde birlikte yaşıyorduk ve okul bitince evlenmeyi düşünüyorduk. Fakat üç ay önce ayrıldık ve mecburen en yakın arkadaşım Onur’un yalnız yaşadığı eve taşınmak zorunda kaldım.
Ben üniversite öğrenciliğinin yanı sıra tenis eğitmenliği de yapıyordum. 26 yaşında, aktif, yakışıklı sayılabilecek biriyim. Arkadaşım Onur oldukça varlıklı bir aileden geliyordu. Sevgilisi Gözde ise 1,80 boylarında, sarışın, güzel vücutlu bir kızdı.
Gözde güzelliği sayesinde ünlü bir markanın tanıtım aracını kullanıyor ve modellik yapıyordu. Onur yakın arkadaşım olduğu için Gözde’ye hiç alıcı gözle bakmamıştım. Gözde’nin vücudunu tam olarak ilk defa geçen yazın başında, dördümüz beraber tatile gittiğimizde gördüm.
Sevgilim Ece’yle üstümüzü değişip havuza inmiştik. Ece güneşleniyor, bense havuzda yüzüyordum. Yanımızdaki şezlongları da onlara tutmuştuk. Ben sudayken sevgilimin konuşmasını duyunca kafamı çevirip baktım. Gözde Ece’ye doğru eğilmiş tokalaşıyordu.
Gözlerim bir anda Gözde’nin uzun bembeyaz bacakları, şekilli, çıkıntılı ve sıkı poposuna kitlenmişti ki, Onur’un sesiyle kendime geldim. Selamlaşıp yüzmeye devam ettim. Sevgilim Ece’nin kocaman poposu ve minyon vücuduna göre Gözde aşırı göz alıcıydı.
Havuzdan çıktığımdaysa şezlongda uzanan Gözde’nin göğüslerinin büyüklüğünü de görmüş oldum. Seks tanrıçalarını kıskandıracak vücudu aklımı başımdan almıştı. Neden Gözde benim sevgilim değil diye şansıma küfür ediyordum…
Öğle yemeği vakti yaklaşırken Ece’yle hazırlanmak için odaya çıktık. Merdivende önümde çıkarken bikinisinden taşan koca poposunu ısırdım. Ece,
“Biri görecek!” diyerek döndü ama hoşuna gitmişti. Oda kapısını açar açmaz,
“Hadi işini kolaylaştırayım, üstünü ben çıkarayım!” diyerek bikini üstünü çıkardım. Dayanamadım ve kocaman poposuna rağmen küçücük kalmış göğüslerine yumuldum. Birini emiyor boşta olanı da avucumun içinde eziyordum.
Ece kısık sesle inlerken elimi bikini altının içine soktum. Amı çoktan sulanmış ve yanıyordu. Arkasını döndürüp bikinisini indirdim, iki elimle o iri poposunu yoğurmaya başladım. Poposunun yanaklarını ayırıp amını ve göt deliğini yalarken koridorda bir ses duyar gibi oldum ve kapıyı kapatmadığım aklıma geldi.
Kapıya doğru baktığımda koridordan bizi izleyen Gözde’yi fark ettim. Gözde benim baktığımı görünce utanarak kaçar gibi gitti. Ne zaman koridora gelmişti bilmiyorum. Amının götünün yalanmasından iyice zevke gelen Ece bunu fark etmemişti.
Kalkıp kapıyı kapattım. Ece’yi kucakladım. Bacaklarını belime, kollarını da boynuma doladı ve öpüşmeye başladık. Kucağımda yavaş yavaş kayarak sulanmış amını sikime bastırmaya başladı. Sürtüyor ama içine almıyor, beni çıldırtıyordu.
Aniden kendisini bırakıp aşağıya saldı, sikim köküne kadar amına girmişti. İki elim poposunda Ece’yi kaldırıp indiriyor, bir yandan da deliler gibi öpüşüyorduk. Ece’yi öperken aklımda Gözde vardı. Sevgilim yerine en yakın arkadaşımın sevgilisini siktiğimi düşünürken hem utanıyor hem de daha çok haz duyuyordum.
Sikimi köküne kadar hızla sokup çıkartırken havuz başındaki manzara geldi aklıma… Ece’yi hemen yatağa domaltıp arkasına geçtim ve Gözde’nin amıyla göt deliğini yaladığımı hayal ederek Ece’yi yalamaya başladım. Ece ince ince ve seri şekilde inlerken,
“Aşkım ne oldu da bu saatte böyle azdın, daha dün akşam sikişmedik mi?” diye sorduğunda poposuna sert bir tokat atıp doğruldum.
“Nasıl azmam canım…” dedim. “Havuz başında minicik bikiniyle neredeyse çırılçıplak yatarsan beni azdırırsın böyle…”
Ece şaşkın ama mutluydu. Arkadan sikimi amına bir anda sokup köküne kadar bastırdım, Ece ileriye doğru yığılmıştı ama omzundan tutup geri çektim. İki elimle kollarını geriye doğru çekip sıkıca tuttum ve amına hızlı hızlı pompalamaya başladım.
Gözlerimi kapatmış Gözde’nin hayaliyle sevgilimi sert bir şekilde sikerken, odada kasıklarımızdan çıkan alkış gibi sesler, Ece’nin artık yükselmiş inlemeleri ve benim hırıltılarım yankılanıyordu. Ece bir anda tüm ağırlığını kollarına bıraktığında amının içinde ılık sıvıları hissettim.
Ece orgazm olmuş nefesi kesilmişti ki, ben de dayanamayıp Ece’nin amına deliler gibi boşaldım. Ece’nin kollarını bıraktığımda yatağa yığıldı. Amından döllerim süzülürken poposuna bir şaplak atıp banyoya girdim. Duşumu aldım, ardından da Ece hazırlandı ve yemeğe indik.
Gözde restorana neredeyse poposunun yarısını açıkta bırakan beyaz bir şortla, üstünde sadece bikini üstüyle gelmişti. Yüzüme bakmıyor, göz teması kurmuyordu. Yemekte neşesiz görünmese de mecbur kalmadıkça benimle konuşmuyordu. Yemekten sonra tekrar havuza geçerken Gözde’ye yaklaşıp,
“Kusura bakma, kapıyı açık unutmuşuz. Bunun yaşanmasını istemezdim tabi, ama Ece’yle Onur duymasın, boşa gereksiz mevzu olmasın…” dediğimde,
“Bence de!” diyerek yürümeye devam etti…
Normal şekilde tatilimizi yapmaya devam ettik. Gözde’yle tenis maçları yapıyor, grupça oyunlar oynuyorduk ve her şey normale dönmüştü. Güzel bir tatili geride bırakıp evlerimize döndük.
Her şey güzel gidiyordu. Sene sonunda okul bitince de Ece’yle evlenmeyi düşünüyorduk. Ama babamın ani iflasından, yaşamaya başladığım ekonomik sıkıntılardan sonra Ece’nin tavrı değişmiş ve benden soğumuştu.
Bundan üç ay önce de Ece’nin bu hareketlerine dayanamayarak ilişkiyi bitirdim. Ece’yle kaldığım evden ayrılıp Onur’un yanına taşındım.
Gözde ailesinin yanında yaşıyor, arada sırada Onur’da kalıyordu. Benimse kafamı toplamam uzun sürmüştü. Üç aydır hiçbir ilişki yaşamamıştım. Ece’yle düzenli seks hayatından sonra üç ay seks yapmadan durmak zaten zordu. Üstüne üstlük, Onur’la Gözde’nin sikişirlerken çıkardıkları şehvet dolu sesler artık beni çileden çıkarıyordu.
Bir sabah kapı kapanma sesine uyandım. Gözde’yle Onur gittiler diye düşünerek boxerımla önce çay suyu koyup oradan banyoya geçtim. Duşa girecekken Onur’un kirli sepetinden hafifçe sarkan kırmızı dantelli tangayı gördüm ve aklım oraya gitti.
Yapmamalıydım, biliyordum. Sapıklıktı düpedüz… Fakat verdiğim savaşta sikim beynime galip geldi ve Gözde’nin minicik kırmızı tanga külodu alıp burnuma götürdüm, içimi çekerek koklamaya başladım. Müthiş bir kadınlık kokusu vardı. Tüylerim diken diken olmuş, sikim istemsizce sertleşmişti.
Külodumu sıyırıverdim aşağıya… Elimi sikime atıp yavaş yavaş sıvazlayarak Gözde’nin tangasını koklarken hiç duymadığım kadar haz alıyor, sikimin damarlarına kadar şiştiğini avucumda hissediyordum.
Elimi Gözde’nin vücudunda ve göğüslerinde gezdirdiğimi düşünerek, gözünün içine bakarak amını yaladığımı hayal ediyordum. Tatilde minicik bikinisinin önünü kabartan yumruk gibi amcığının görüntüsü hafızama kazınmıştı zaten…
Bu hayalle kendimden geçmiş, sikimi sıvazlarken bir anda kapı açıldı. Korkudan aklım gitti.
Gözde, burnuma dayadığım tanganın moruyla karşımdaydı. Sütyenini delip yırtacak gibi duran iri göğüs uçlarıyla şok olmuş şekilde kalakalmıştı. Evde yalnızdık. Ben çırılçıplaktım, taş gibi olmuş sikimi sıvazlıyordum. Gözde ise sütyen külot, bütün güzelliği ve seksiliğiyle benim sikime bakıyor.
İkimiz de ne yapacağımızı şaşırmış halde dururken, Gözde sessizliği bozdu ve
“Bunu neden yapıyorsun Semih? Ben en yakın arkadaşının sevgilisiyim!” dedi.
“Dayanamıyorum Gözde, hayatımda gördüğüm en güzel kadınsın. Ve seni tanıyan her erkek gibi ben de sana hayranım. Hayallerimde hep sen varsın.”
“Fakat bu… Bu hayranlıktan öte bir şey…” diyerek elimdeki kırmızı tanga külodunu gösterdi.
“Haklısın, biliyorum. Ama inan, elimde değil. Artık duygularıma engel olamıyorum!”
Gözde sanki ilk defa iltifat edilmiş bir kadın gibi utandı. Gözleri ise kafası mantar gibi şişmiş sikimdeydi ve ben istemsizce sıvazlamaya devam ediyordum. Aniden yakalanmanın stresine, beni kınayan konuşma tarzına rağmen namussuz biraz olsun yumuşamamıştı.
“Bunun bir daha yaşanmayacağını düşünüyorum. Onur’a bir şey söylemeyeceğim!” dedi ve yanıma geldi, hala elimde duran tangasını parmaklarının ucuyla çekip aldı. Bir an gözü diğer elimde hala kalkmış vaziyetteki sikime gitti. Sonra yanakları kızarmış vaziyette dönüp banyodan çıktı.
Ben banyodayken kapının sesini duydum. Gözde üstünü giyip hızlıca evden çıkmıştı. Bense az önce tanga içinde gördüğüm poposunu ve parmak kadar göğüs uçlarını düşünerek hayvan gibi boşaldım.
İlerleyen günlerde şaşırtıcı şekilde Gözde hiçbir şey olmamış gibi davranıyor, gerçekten olanları yok sayıyordu. Ama artık karşımda daha rahat oturuyor, açılan bacaklarına ya da giydiklerine çok dikkat etmiyordu.
Sevgilisinin elinden tutup odalarına kapandıkları anlar ise başka bir alem… Onur’la sikişirken artık kendini tutmuyor, sakınmıyor, sanki daha çok ses çıkarıyordu. Bu beni hem daha da azdırıyor hem de kafamı karıştırıyordu. Ayrıca o kadar iyilikten sonra Onur’a bunu yapıyor olmak da içime dert oluyordu. Öğrenirse en yakın arkadaşımı ve maddi destekçimi kaybederdim.
Yalnızlık artık canıma tak etmiş; en azından beraber vakit geçirip, sikişebileceğim bir kız arkadaş bulmaya karar vermiştim. Birkaç kişiyle tanışıp vakit geçirmiştim. Güzel de gidiyordu, sıkıldıkça başkasını buluyordum. Ama kiminle sikişirsem sikişeyim, aklıma sürekli Gözde geliyordu.
Bir kaç ay böyle geçtikten sonra bir gün kötü haber geldi. Onur’un babası kalp krizi atlattığı için, acilen memleketine gitmesi gerekti. Hem babasının yanında olması gerekiyordu, hem de işleri idare edecek büyük bir kardeşi yoktu.
Ben yine aynı şekilde yaşamaya devam ediyordum. Tenis kursu verdiğim, liseyi yeni bitirip üniversiteye hazırlanan bir öğrencimden mesaj geldi. En son yaz biterken görmüştüm, sınava hazırlanmak için tenise derslerine ara vermişti. Paraya ihtiyacım vardı, yeniden tenis dersi alacak diye sevinmiştim mesajına…
Öğrencimin ismi Selin’di. Biliyordum, tenis bahaneydi, bana yazılıyordu. Ama hem Ece’yle birlikte olduğum için, hem de kız geçen sene 19 yaşında olduğundan yüz vermiyordum.
Tam bir afetti Selin… Minyon, orta büyüklükte belirgin ve dik göğüsleri, balon gibi küçük ama çıkıntılı poposu ve de en önemlisi dümdüz, beyaz, tüysüz, orantılı şekilde popoya doğru kalınlaşan kusursuz bacakları vardı.
Görüşmek istediğini söylediğinde kampüste bir kafeye çağırdım. Kafeye girdiğinde resmen herkes ona bakıyordu. Kız iyice serpilmiş, vücut hatları keskinleşmiş ve saçlarını pembe-mor arası bir renge boyatmıştı. Dizlerinin üstüne gelen çiçekli elbiseyle muhteşem görünüyordu.
Tokalaşıp yanaktan öpüşerek oturduk. Bir şeyler içip sohbet ediyorduk. Tenise başlayacağını düşünerek konuya girdiğimde,
“Sadece özledim, seni görmek istedim!” dedi. Şaşırmıştım.
“Çok iyi etmişsin Selin. Ben de özledim, aylardır görüşemiyoruz. Sen sınava hazırlanıyorsun, hedefin var diye engel olmak istemedim!” dediğimde gözleri parladı.
“O zaman akşam yemeği benden, oradan da bir şeyler içmeye gider miyiz?” diye sordu. Planım yoktu.
“Bana da uyar” dedim. Kalkıp Selin’in arabasıyla çarşıya doğru yola çıktık.
Araba kullanırken gözlerim neredeyse kalçasına kadar açılan bacaklarına kayıyordu. Bir restoranda yemek yiyip kahve içtik. İşveli gülüşler, güldükçe hafif dekolteden görünen bembeyaz göğüslerinin titreyişi beni benden alıyordu.
Konuyu bir noktada Ece’ye getirdi. Ayrıldığımızı öğrenince mutluluğu gözlerinden okunuyordu. Niyetini artık belli etmişti. Akşam olmuştu, bilindik bir bara gidip içkilerimizi aldık.
Şehirde bilinen sürekli çıkan grubun günüydü. İyice kalabalıklaşmış, çok güzel kızlarla dolmuştu mekan, ama Selin de çok fenaydı. Milletin bakışları üzerindeydi ve bu beni hem sinirlendiriyor, hem tahrik ediyordu.
Birkaç içkiden sonra hafiften çakır olmuştuk. Eğlence artıyordu, Selin önüme geçip arkasını dönmüş dans ediyor, arada poposunu bana sürtüyor, birkaç saniye sonra da dönüp bakıyordu.
Yine öyle döndüğü bir anda göz göze gelince dayanamayıp beline sarılıp çevirdim ve dudaklarına yapıştım. Elim belinden poposuna inerken deliler gibi öpüşüyorduk. Bir anda insanların içinde olduğumuz aklıma geldi ve elinden tutup tuvalete götürdüm.
Erkekler tuvaleti tek kişilik ama genişti. Hemen içeriye çekip kapıyı kilitledim. Onu lavabonun üzerine oturtup dudaklarına yapıştım. Elim dik göğüslerine kaymıştı. Minicik göğüs uçlarını sıkıyor, canını yakıyordum, ama belli ki hoşuna gidiyordu.
Onun da bir eli göğsümde, diğer eli saçlarımda geziniyordu. Elini pantolonumun üstünden sikime attı. Sikimin sertleştiğini fark edince aceleyle kemerimi çözdü ve sikimi dışarı çıkardı. Eteğini iyice yukarıya topladı. Hiç bakmıyordu sikime, öpüşmeye devam ediyorduk.
Eliyle sikimi külotunun üzerinden amına sürtüyordu. Sonra diğer eliyle külotunu yana çekti ve sikimi amının girişine yerleştirdi.
“Bakire misin?” diye sorduğumda,
“Değilim! Bakire olsam da fark etmez. Seni istiyorum.” diyerek bacaklarını belime doladı, beni birden kendisine çekti.
O küçücük amına sikimin büyük geleceğini kestirememişti belli ki, çığlık atarken gözleri kaydı, sesi kesildi. Yarı baygın gibiydi, dudaklarımı kemirmeyi bırakmış, bacakları ve elleri gevşemişti. Ben kıpırdamadan hafif korkmuş şekilde beklerken kendine geldi ve
“Çok fena canım yandı, nolur dur!” dedi. Ama zaten hareket etmiyordum ki. Dudağına tekrar yapıştım,
“Çok güzelsin Selin. Ne zamandır bunu bekliyordum bir bilsen!” dediğimde karşılık vermeye başladı.
“Ohhh… Ben de…” diyerek boynuma sarıldı, öpücüklere boğuyordu beni… “Ama bu kadar büyük olduğunu bilmiyordum. Zorlandım çok…”
Yavaş yavaş sikimi hareket ettiriyordum, bacaklarını tekrar belime sardı. Amı iyice sulanmış işim kolaylaşmıştı. Giderek hızı arttırdığımda inlemeleri de yükselmişti. Ama ben gözlerimi kapamıştım ve o anda nedense Selin’i değil Gözde’yi siktiğimi hayal ediyordum.
Az sonra Selin bir anda beni kendine çekip bacaklarını belime kitledi. Sikim sonuna kadar içine girmişken titremeye başladı, orgazm oluyordu. Ben de boşalmak üzereydim.
Selin kendine gelip gevşediğinde ben de hemen sikimi çıkarıp yere boşaldım. Korunup korunmadığını bilmiyordum, başıma bela alamazdım.
Selin daha önce böyle bir yerde hiç seks yapmadığını, ilk defa bu kadar zevk aldığını söyleyerek dudaklarımı öpüyordu. Öpüşürken aynı zamanda da üstümüzü düzeltiyorduk.
Tuvaletten çıktık kapı önünde bekleşenlerin manalı gözlerle bakışlarına aldırmadan… Bardan çıktıktan sonra direkt arabasına gittik, artık eve gitmesi gerekiyormuş. Beni eve bırakıp gitti.
Selin’i sikmek iyi gelmişti. Ama Selin’i sikmenin mutluluğunu yaşayacağıma, Gözde’yi sikememenin, hayallerimin tanrıçasıyla sevişememenin hüznünü yaşıyordum.
Onur’un babası yoğun bakımdaydı, toparlanması da en erken üç beş ayı bulacaktı. Yani Onur sınavlara kadar yoktu. Onur evde olmayınca Gözde de uğramıyordu. Ev bana kalmıştı. Onur uçakla giderken arabasını da bana bırakmıştı ama mecbur kalmadıkça kullanmıyordum.
Arada sırada Selin geliyor, ya da yeni tanıştığım kızlardan biriyle evin her yerinde sikişiyor, rahatça takılıyordum. Selin bir Perşembe günü arayıp,
“Eğer işin yoksa Cuma günü kız arkadaşımda kalacağım diyerek sana geleyim. Hafta sonunu beraber geçirelim, ister misin?” dedi.
“ İstemez olur muyum? Elbette tamam!” dedim.
Cuma akşamı okuldan eve geldiğimde Selin apartmanın giriş kapısında bekliyordu. Tayt, üstünde de spor crop vardı, vücudunun tüm güzelliği ortaya çıkmıştı. Asansöre binince yabancı biriymiş gibi,
“Hanımefendi, bu güzellik kimden geliyor, bize de yar olur mu?” deyip arkasına geçtim ve poposuna dayandım. Elimi de taytının önünden içeri daldırdım. Amıyla biraz oynayınca hemen sulanmıştı ama kata da gelmiştik. Asansörden çıkıp eve girdik. Asansördeki oyunu devam ettiriyordum, “
“Cevap vermediniz hanımefendi?” diyerek arkasından yapıştım tekrar. Elimi yine amına attığımda, Selin,
“Beyfendi yapmayın, benim sevgilim var, ona bunu yapamam. Bizi böyle görürse mahvolurum!” deyince o anda aklıma Gözde geldi.
Antrede üzerinde ayna olan bir konsol vardı, ellerini konsola koyup öne doğru eğdim. Dizlerimin üstüne çöktüğümde amından arkaya doğru olan bölge sırılsıklamdı, bu fantazi onun da hoşuna gitmişti belli ki.
“Hanımefendi sevgilin seni hak etmiyor. O herif seni benim gibi sikebilir mi?” deyip taytını külotuyla beraber indirdim.
Amını ve beyaz poposu arasındaki tertemiz, minik kahverengi göt deliğini yalıyor, dilimi içeri sokmaya çalışıyordum. Selin,
“Durun yapmayın beyefendi, sevgilime bunu yapamam…” derken inlemeleri artmış, koridor yankılanıyordu.
Ne kadar yaladım bilmiyorum, ama bir anda uzun bir inlemeyle orgazm olmaya başladı, konsoldan tutunmaya çalışırken bacaklarından sıvılar akıyordu.
Ayağa kalkıp pantolonumu indirdim, sikimi çıkardım. Selin’i kendime doğru çevirip omuzlarından aşağıya doğru bastırdım.
“Ama beyefendi…” diyerek sikimi minik ağzına alırken oyuna devam ediyordu.
Sikimin doldurduğu ağzıyla yarım yamalak bir şeyler söyleyip yapmacık hareketlerle güya beni durdurmaya çalışıyordu. O anda ellerimin arasında Gözde’nin kafasının olduğunu düşünerek, saçlarından sıkıca tutmuş resmen Selin’in ağzını sikiyordum.
Sikimi boğazına kadar bastırıp bir süre tutup geri çıkarınca gözünden yaş geldi, gözümün içine bakıyor, ağzının kenarlarından tükürükler akıyordu.
Tekrar ayağa kaldırıp aynı şekilde konsola dayayıp arkasına geçtim. Sikimi amına, götüne sürterken,
“Yapmayın beyefendi ne olur, yalvarırım…” dedikçe iyice azmıştım.
Sikimin kafası mosmor olmuş, damarlar patlayacak kadar belirginleşmişti, artık dayanamıyordum. Bir anda amına kökledim sikimi, kasıklarım o güzel poposuyla birleşmişti artık.
Selin çığlık atarken ben de hızlı hızlı girip çıkıyordum o sıcak ve ıslak amına. Selin’in poposu o kadar güzeldi ki şaplak atmadan duramıyordum. Ben vurdukça ahlayıp inliyor,
“Ne olur yapmayın. Sikmeyin beni… Ben sevgilime aşığım…” demeye devam ediyordu.
Ben artık kendimden geçmiştim. Ellerimde göğüsleri, karşımdaki aynada Selin’in zevkten değişen suratı varken amında iyice hızlandım. Selin çığlık çığlığa orgazm oldu. Onun yüz halini görünce ben de dayanamayıp Selin’in içine boşaldım.
İçinden çıkmadan göğüslerini okşamaya devam edip kendine gelmesine zaman tanıyordum. İçinden çıktığımda sikim küçülmeye başlamış, amından döllerim bacağına ve yere akıyordu. Selin dönüp dudağıma yapıştı, deliler gibi öpüyordu. Biraz öpüştükten sonra,
“Hadi aşkım duşa girelim, sonra da makarna yapayım, acıktım!” dedi.
Elimden tutup banyoya götürürken telefonum çaldı. Arayan Onur’du, telefonu açmak zorundaydım. Onur,
“Kanka bugün Gözde eve gelecek. Odada bir kaç eşyası var onları alacak, öğlen haber vermeyi unuttum.” dedi ve biraz daha konuşup kapattı.
Banyoya girdik. Gözde’nin de anahtarı vardı, yine de kapının zilini çalacağını düşündüm. Zili çalarsa duyayım diye banyo kapısını açık bıraktım. Oynaşarak duş alırken sanki bir ara dış kapının açılma sesini duydum. Gözde gelmiştir dedim.
Duşumuzu aldıktan sonra giyinip banyodan çıktığımızda evde kimse yoktu, ama biraz önce kapalı olan Onur’un kapısı şimdi açıktı. Şaşırmıştım, Gözde hızlıca eşyalarını alıp çıktı herhalde dedim.
Mutfağa geçtik, Selin makarna yaparken kapının zili çaldı. Açtım, gelen Gözde’ydi. Gözlerimin içine garipçe bakarak merhabalaştı. Eşyalarını alıp gideceğini söyleyerek içeri girdi. O sırada mutfaktan çıkan Selin,
“Merhaba, sen Onur’un sevgilisi Gözde olmalısın, ben Selin!” diyerek Gözde’yle tanışıp, yemeğe kalmasında ısrar edince, Gözde kabul etti.
Selin’le Gözde’nin kafaları sarmış, güzel sohbet ediyorlardı. Konu Gözde’nin modelliğine gelince, Selin,
“Bu gece burada kalsana Gözde… Hem bir şeyler içeriz, hem sohbete devam ederiz, modellik hakkında senden öğrenmek istediğim o kadar çok şey var ki!” dedi. Gözde kalamayacağını söyledi. Ama Selin ısrar edince Gözde bana bakarak,
“Tamam, kalayım o zaman. Ben de biraz kafa dağıtmış olurum, hem Onur da ne zamandır yok, yalnız kaldım!” dedi.
Yemeklerimizi yedikten sonra ben markete gidip içki, cips, meze vesaire alıp geldiğimde onlar da tatlı hazırlıyorlardı. Gözde, eski sevgilim Ece’yle hala görüşmesine rağmen, sanki Selin’le de uzun zamandır arkadaşlarmış gibi takılıyordu. Bu durum Onur’la benim açımdan da iyiydi, evdeki düzen bozulmazdı en azından…
Gecenin ilerleyen saatlerinde konu Selin’le tanışmamız, bir araya gelişimizden açıldı ve sohbet iyice ilerledi. Güzel gidiyordu. Müzik, sohbet ve ardı ardına içkiler derken gecenin sonu yaklaşıyordu artık.
Selin Gözde’nin varlığını unutup beni öpüyor, elini önüme atıyor, kur yapıyordu. Gözde’yse çaktırmadan bakıyor, Selin ileri gidince de öksürüp burada olduğunu belli ediyordu.
Ama Selin kafayı bulduğundan çok da umurunda değildi sanki, bir anda kucağıma oturup dudağıma yapıştı. Kendime de, ona da engel olamıyordum. Elimi poposuna attım, bir yandan öpüşüyor bir yandan da poposunu okşuyordum.
Sikim eşofmanımın içinde iyice sertleşmiş Selin’in amına baskı yapıyordu. Bu öpüşme ve elleşme biraz uzayınca, Gözde,
“Size iyi geceler, çocuklar… Ben yatmaya gidiyorum!” diyerek kalkıp Onur’un odasına gitti.
Selin de hemen aşağıya kayıp önümde diz çöktü, eşofmanımı indirdi. Sikimi ağzına alıyor, çıkarıp kökünden başına kadar yalıyor, bazen de taşaklarımı emiyordu.
Benim elim de saçlarında geziniyor, kafamı arkaya doğru bırakmış, gözlerimi kapatmış, sanki bana Gözde sakso çekiyormuş gibi bu muamelenin tadını çıkarıyordum.
Bir ara gözlerimi açıp kafamı sola döndürdüğümde, antreden Gözde’nin bizi izlediğini fark ettim. Göz göze geldiğimiz halde kaçmamıştı bu sefer… Bunu yapması beni iyice azdırdı. Hayallerimdeki kadına seksteki becerilerimi göstermek istedim. Bir anda Selin’i tutup koltuğa çektim. Şortunu ve külotunu çıkarıp yüzüme oturmasını sağladım.
Selin’in elleri duvarda, amı ağzımın üstünde ileri geri gidip gelirken, dilimle amını sikiyor, götünün deliğini yalıyordum. Elimi de açıkta kalan sikime atmış sıvazlıyordum.
Artık zamanı geldi diyerek ayağa kalkıp Selin’i koltukta dizlerinin üstünde domalttım. Sikimi sıvazladım, kökünden tutup Selin’in poposuna ses çıkaracak şekilde sert sert vurup amına sürtmeye başladım. Selin artık,
“Aşkım hadi sik beni!” diye yalvarmaya başlamıştı. Bizi çekinmeden izleyen Gözde’ye bakarak bir anda köküne kadar soktum amına. Selin derin bir,
“Ahhh!” çekti. Ben sertçe pompalamaya başlayınca, “Ahhh! Yavaş aşkım, Gözde duymasın, kıza ayıp olur…” diyordu, ama Gözde’nin izlediğinin farkında bile değildi.
Gözde izlerken ben daha da azmış şekilde hızlanıyor, sertleşiyordum. Hem alkolün etkisi, hem de akşam dibine kadar boşaldığım için yaklaşık yarım saat kadar her pozisyonda siktim Selin’i… Boşalmaya yaklaştığımda,
“Aç ağzını!” diyerek amından çıkıp önüne geçtim. Selin’in ağzına verip Gözde’ye bakarak,
“Aklımı başımdan aldın bebeğim! Ohh… Beni çok azdırıyorsun. Seni hep sikmek istiyorum. Sen harika bir varlıksın.” diyerek kasıla kasıla boşaldım. Selin son damlasına kadar yuttu hepsini…
Gözde antreden kaybolunca ben de bitkin durumda olan Selin’i kucaklayıp odama götürdüm, yatağıma yatırdım. Gözlerini kapattı hemen… Onu yatakta bırakıp çırılçıplak banyoya girdim.
Duş alıp çıktım, havluyu belime sarıp banyodan çıktığımda Gözde tam karşımdaydı. Üzerinde o koklamaya doyamadığım kırmızı dantelli sütyen ve tangası ile… Parlayan gözleriyle baştan aşağıya süzdü beni… Dudakları yarı aralık,
“Aklını başından alan, seni azdıran kimdi, merak ettim.” diye fısıldadı. “Aletini Selin’e yalatıyordun bunu söylerken ve bana bakıyordun da…”
“Kime söylediğimi biliyorsun sen…” diyerek yanına yaklaştım. “Hep hayalini kurduğum kadının kim olduğunu biliyorsun.”
“Kudurttun beni!” diyerek dudaklarıma yumuldu.
Deli gibi öpüştükten sonra belimdeki havluyu açıp yere düşürdü, havlunun üstüne diz çöktü. Sikim inmiş, kıpırdayacak hali kalmamıştı. Onun karşısında inik sikle durmak beni utandırıyordu.
Elini sikime, taşaklarıma attı. Okşuyor hareket ettirmeye çalışıyordu. Olanların şoku da bu işi zorlaştırıyordu. İnik sikimi ağzına alıp emmeye, ağzının içinde dilini çevirmeye başladı.
Yavaş yavaş sertleşmemi sağlamıştı. Gözde çok iyi yalıyor, emiyordu, ama ben Gözde’den seksten fazlasını istiyordum. Ben Gözde’ye gizliden gizliye aşık ve tutkundum.
Çenesinden tutup kafasını kaldırdım, gözlerinin içine baktığımda yalvarır gibi bakıyordu. Kollarından tutup yukarı doğru çekince ayağa kalktı, aramızda neredeyse boy farkı yoktu, o kadar uzundu.
Dudaklarına yapıştığımda öyle bir şehvetle karşılık verdi ki, ya o da bana aynı duyguları besliyordu, ya da azgınlıktan ölüyordu. Elim o hayalini kurduğum, hayaliyle başkalarını siktiğim, beni insanlıktan çıkaran o vücudunda geziniyordu şimdi…
Poposunu sıkıyor, göğüslerini okşuyor, sırtını, göbeğini, kollarını her yeri keşfediyordum. Elimi sütyeninin arkasına atıp çözdüğümde gördüklerim beni daha da azdırmıştı.
O iri, beyaz göğüslerinin başı koyu kahverengiydi ve göğüs uçları parmak kadar büyük, etli ve dikti. Öpüşürken memeleri göğsüme değiyor, sikim amına ve göbeğine sürtüyor, ikimizin de nefes alışverişi hızlanıyordu.
Odamdan Selin’in sayıklama sesini duyunca varlığı aklımıza geldi ve Gözde elimden tuttu,
“Hadi gel…” diyerek çekiştirdi. Ben de ona uydum, Onur’un odasına girdik. Odadaki eşyaları ve resmini görünce bir anda kafam allak bullak oldu,
“Gözde, ben bunu Onur’a nasıl yaparım? Yapamam, kendime engel olmalıyım” dedim.
“Yanıyorum ben Semih… İki ay oldu Onur gideli, en az iki ay daha gelemeyecek. Hem bunu sen de istiyorsun, biliyorum!” dedi ve kapıyı kapatıp ışığı yaktı.
Gözde’nin güzelliğini daha net görüyordum şimdi… O uzun bacaklar, dik dolgun göğüsler, pürüzsüz ten, tanganın arasında kaybolduğu dik poposu ve tanganın içinden bile belli olan etli, dolgun amcığı…
Aylar önce külodun üzerinden tattığım o kokuyu şimdi canlı canlı tatmak istiyordum.
Gözde’yi yatağa sırt üstü yatırıp iki bacağını aşağıya sarkıttım, önünde diz çöktüm. Hayallerini kurduğum o amcık karşımdaydı şimdi.
Yaklaştıkça kokuyu alabiliyordum. Burnumu ve ağzımı dayadığımda o koku daha da netleşmişti. Biraz önce Selin’in amcığına girip ağzına boşalınca inen sikim elimi sürmeden dimdik olmuştu. Tanganın üstünden yalıyor, ısırıyor, emiyordum, o kokuyu artık ağzımda hissediyordum.
Tangayı çıkardığımda ortaya çıkan güzellik aklımı başımdan aldı. Amının üstündeki kıllar şekilli tıraş edilmişti. Etli, çıkıntılı amı muhteşem görünüyordu. Ağzımı dayayıp emmeye, ısırmaya, dilimi içinde gezdirmeye başladığımda elleri saçlarımın arasında, tırnaklarıyla okşuyordu.
Bir anda kafamı amına bastırırken bacaklarıyla sıkıştırıp kasılmaya başladı. Ben de aldığı zevki katlamak için dilimle sikmeye devam ediyordum.
Bacaklarını gevşettiğinde nefes nefese kalmıştı. Gözde’yi öyle memnun etmeliydim ki bu sikiş burada kalmamalıydı. Artık zamanı gelmişti. Bacaklarından tutup poposu yatağın hizasına gelecek şekilde çektim.
Yatağa çıkıp sikimi ağzına dayadığımda sonuna kadar ağzına aldı, ona hayran olmuştum. Yalıyor, sıvazlıyor, bacaklarımı popomu okşuyordu. Sikim iyice kıvama gelince hemen indim yataktan, sikimle amını döver gibi şaplaklıyordum.
Amına sürtüp, fırçalayarak kıvama getirmiştim Gözde’yi. Sol bacağını kaldırıp omzuma koydum ve sikimi amına dayadım.
Sikimin girmesi çok da kolay olmuyordu, İki aydır hiç yarak yememişti. Sonuna kadar girdiğimde Gözde gözlerini kapamış, göğüslerini okşuyor, inliyordu. Ben de artık sikmeye, hızlanmaya başlamıştım.
Sol bacağı omzumdayken sağ bacağını da sol elime aldım. Gözde’yi sikerken kasıklarımızdan çıkan sesler eşliğinde güzel ayaklarını inceliyordum. Bir kadın için büyüktü ayakları, ama baştan aşağı bakımlı ve temizdiler.
Yapılı ve kırmızı ojeli ayaklarına daha fazla dayanamadım ve sol ayak parmaklarını emmeye başladım. Gözde şaşırmış ve kafasını kaldırmış bakarken inlemeleri artmış, artık meme uçlarını koparır gibi sıkmaya başlamıştı.
“Ayağın da amın kadar tatlı, seni otelde bikiniyle gördüğüm günden beri hep senin hayalinle yaşıyorum. Ece’yi, Selin’i ve kaç tane kadını sen diye siktim!” dediğimde sanki gururlanmış gibi bakıyordu.
Pozisyon değiştirmek için kaldırıp yatağa doğru domalttığımda amı ve götü iyice meydana çıkmıştı. Yumuldum hemen yalamaya başladım. Doyamıyordum amını yalamaya.
Amını yalarken göt deliğini de yalamaya başladım. Daha önce götünü siktirdiği de belliydi, ama şimdi o güzel etli amını sikecektim. Arkasında doğrulup sikimi amına dayadım ve belinden tutarak bir anda kökledim. Öyle bir,
“Oohhhh!” çekti ki, bu beni daha da azdırdı. O iri ama Ece’nin geniş poposuna göre aşırı şekilli poposunu sıkmaya, şaplaklar atmaya başlamıştım. Gözde de bunu sevmiş, her vuruşumda,
“Ahhh, evet, ıhhh!” diye inliyordu.
Gözde ardı ardına orgazm yaşarken ben henüz boşalacak gibi değildim. Arkasında iyice hızlanıp sikerken aynı zamanda da ellerimi öne atmış Gözde’nin iri göğüs uçlarını sıkıyordum.
Gözde de kafasını sağa döndürmüş, Onur’un gardrobundaki aynadan sikilişini izliyordu. Yüzündeki o mutlu ifade beni sona yaklaştırıyordu. Gözde,
“Hadi aşkım, bitirdin beni, dizlerimde, belimde derman kalmadı.” derken bir anda amından çıkıp tazyikli bir şekilde boşaldım. Beli, sırtı, saçları döl içinde kalmıştı, sanki bugün iki kere hayvan gibi boşalan ben değildim.
Hem alkol, hem seks bizi iyice yormuştu. Gözde kendini yatağa bırakmış yüz üstü yatarken,
“Mmhhhh, harikaydı!” diyordu.
Kafasını kaldırıp dudaklarından öptüm ve bu işin henüz bitmediğini, bundan sonra her şeyin çok daha güzel olacağını söyleyip Selin’in yanına döndüm.
Olan bitenden habersiz Selin mışıl mışıl uyuyordu.
Bir yanıt yazın