Kamyoncunun Karısı

Bir kaç ay önce yeni taşındığım apartmanda karşı komşum kamyon şöförüydü. Irak’a akaryakıt taşımacılığı yapardı ve günlerce eve gelmediği oluyordu. Kendisiyle birkaç kez selamlaşmanın dışında pek muhabbetimiz olmadı zaten. Herif yontulmamış odunun tekiydi.

Ama o odunun lokum gibi karısı Esra beni deli ediyordu. Odun herif kapıdan içeriye seslenirken duymuştum ismini… Esra 22 yaşında, türbanlı ve çıtır çıtır bir kadındı. En çok da o taş gibi götü hoşuma gidiyor. Hele o baygın baygın bakışları yok mu! Esra’yı sikmek benim en büyük hayalimdi.
Esra bambaşkaydı, çukur beli, kalkık kalçaları, dimdik göğüsleriyle ve kıpkırmızı dolgun dudaklarıyla, tam bir esmer bombaydı. Özellikle türbanlı oluşu beni daha çok tahrik ediyordu. Gece gündüz Esra ile ilgili fantaziler kuruyor, onu her türlü siktiğimi hayal edip otuzbir çekiyordum. Ama bu beni kesmiyordu, onu gerçekten sikmeliydim.

Karşı komşum olduğu için, her gün kapı merceğinden eve giriş çıkışını görebiliyordum. Bir gün yine kapı sesini duyunca mercektan baktım, Esra çıkıyordu. Ben de üzerimdekilere aldırmadan hemen çıktım,

“Merhaba Esra!” dedim. Ona ilk kez sesleniyordum ve ilk kez konuşacaktık. Esra beni şöyle bir süzerek,

“Merhaba hocam, derse mi?” dedi gülümseyerek… Hissetmişti kendisiyle ilgilendiğimi, öğretmen olduğumu da nasıl öğrendiyse… İstihbarat kuvvetliymiş demek ki Esra’nın da… Altımda şort, üzerimde gömlek, ayağımda ise terlik vardı, apar topar çıkmıştım.

“Yok, markete!” dedim ve ikimiz de sustuk, beraber asansör beklemeye başladık. Elinde beş altı tane poşet olduğunu görünce zorla elinden aldım. Asansör beklerken ben onu sürekli süzüyordum, özellikle o kalçalarından gözümü alamıyordum.

Esra ise kaçamak bakışlarla yan yan beni süzüyordu. Neyse asansör geldi, bindik. Biraz dar olan sansörde bana arkasını döndü, hiç konuşmuyorduk. Ben cesaretimi toplayıp, hem de tepkisini ölçmek için elimdeki poşetleri değiştirir gibi yapıp arkadan hafiften dayandım.

Korkarak dayanmıştım, ama tepki vermeyince biraz daha yapıştım. O esnada asansör zemin katta durdu ve kapılar açıldı. Esra apartmandan çıkarken poşetlerini elimden aldı, gözlerime manalı manalı bakıp,

“Görüşürüz hocam!” dedi.

“Görüşürüz Esra!” dedim. O gidince ben geri eve çıktım ve sonuç malum, onu düşünerek otuzbir çektim.
Artık her eve giriş çıkışını değerlendiriyordum. Kocası yeni Irak’a gitmişti ve ben artık Esra’yla işi ilerletmek istiyordum. Bir gün pencereden dışarı bakarken Esra’nın siteye girdiğini gördüm ve hemen aşağı indim. Esra asansöre varınca, ben de hemen yanında bittim. Beni görünce tebessüm ederek,

“Hocam ne tesadüf değil mi? Seninle de hep asansörde karşılaşıyoruz!” dedi.

“Evet, öyle oluyor. Ama bence çok güzel tesadüfler!” dedim. Asansöre bindik, yine arkasını döndü. Ben bu sefer işi biraz abarttım, her şeyi göze almıştım, arkadan iyice yapıştım, çadırı kurmuş yarrağım düpedüz kalçalarını zorluyordu.

“Ne yapıyorsun hocam?” dedi ve bana döndü. Hiç de beklediğim kadar sert değildi sesi, hatta istekle kısılmış bile diyebilirdim. Fısıldadı sonra, “Evli olduğumu biliyorsun değil mi?” Yanakları kızarmış, körpe dudakları aralanmıştı. Bende film koptu dudakları ve arzu dolu fısıltısını duyunca,

“Ne evli oluşun, ne de kocan umurumda Esra… Seni istiyorum ben, artık dayanamıyorum, çıldırıyorum senin için!” derken asansör dairelerimizin olduğu kata varmış, kapısı açılmıştı…
Esra bana bir şey demeden evine yöneldi. Benim gözlerim kararmıştı, peşinden gittim. Esra kapıdan girer girmez ben de daldım içeriye ve kapıyı kapattım. Esra daha konuşamadan duvara dayadım ve etli dudaklarına yumuldum.

Belinden çok iyi kavramıştım, çırpınıyordu ama kaçamıyordu. Boynundan aşağı doğru yalayarak iniyordum. Gömleğinin düğmelerini kopararak önünü açtım. Sütyeninden kurtardığım göğüslerini yalayıp emmeye başladığımda, halen,

“Lütfen hocam… Lütfen yapma!” diyordu. Ama ben delirmiş gibiydim.

Bir anda ters çevirdim Esra’yı, yüzünü duvara dayadım. Ensesini, kulaklarının arkasını öpüp yalarken, kalçalarını okşayıp, sıkıyor, avuçluyordum. Sonra çöktüm, eteğini bir hamlede indirdiğimde gördüğüm manzara harikaydı.

Altında tangası vardı, tangası götünün deliğini tam kapatamamıştı. Hemen tangasını dizlerine kadar sıyırdım. Götünün deliği ve kaymak gibi amı karşımdaydı. Amını yalamaya başladığımda, Esra’nın sesi değişmeye başladı. Artık,

“Lütfen yapma!” demiyor, sadece inliyordu. Ben amını yalarken, götünün deliği de nefes alır verir gibi açılıp kapanıyordu. Göt deliğini yalayıp, dilimi götüne soktuğumda, Esra iyice havaya girmiş, götünü dilime doğru bastırarak karşılık veriyordu.

Dönüşümlü olarak biraz götünü, biraz amını yalıyordum ki, Esra titremeye ve kasılmaya başladı. Hemen ayağa kalktım, pantolonumu indirdim ve şişmiş yarrağımın kafasını vıcık vıcık sulanmış amına dayadım. Yavaş yavaş bastırarak köküne kadar soktum.

Taşaklarım amının dudaklarıyla buluştuğunda git gele başladım. Gittikçe hızlanıp, daha sert sokuyordum. Esra bir anda kesik kesik çığlıklar atmaya başladı. Orgazm oluyordu. Ben daha sert kökledim ve onu boşaltıp, yarağımı amından çıkarmamla böğürerek boşalmam bir oldu. Döllerim gömleğinin sırt kısmına ve ensesine doğru fışkırmıştı.
Esra birkaç saniye hiç konuşmadan yüzü duvara dönük bekledi. Sonra bana dönerek, sanki teşekkür edercesine dudaklarımdan öptü ve

“Bunu neden yaptın?” dedi. Ben daha cevap vermeden derdini döküverdi bir anda,

“Biliyor musun? Aslında buna çok ihtiyacım vardı. Kocamla fazla sevişemiyoruz. Hep dışarılarda, ben yalnızım. Eve gelse bile benim istediğim gibi yapmıyor, doymuyorum, gelişigüzel yalap şalap beraberlik yaşıyoruz.”

Bunları Esra’dan duyunca, hem çok rahatladım, hem de çok şaşırdım,

“İyi ya, o zaman isabet oldu!” dedim.

“Evet, çok isabet oldu, ama biraz tecavüz gibi oldu! İsteseydin seninle beraber olurdum! Ben zaten sürekli seni benimle sevişirken hayal ediyordum!” dedi.

Esra’nın bu sözleri karşısında daha fazla dayanamadım ve dudaklarına yumuldum. Dilimi ağzının içinde çevirirken, o da dilimi emerek karşılık veriyordu. Dudaklarını öpmüyor yiyordum adeta. Sonra çenesini, boynunu, kulaklarını yalamaya koyuldum.

Göğüslerini ağzıma alıp emmeye yalamaya başladığımda, Esra’nın inlemeleri artmıştı. Nefes alışı istek ve arzu doluydu. Arada göz göze geliyorduk, yalvaran bakışlarla bakıyor, adeta sikmem için yalvarıyordu. Ama ben amını yalamadan sikmeyecektim.
Dölden berbat olmuş gömleğini çıkarıp kapının arkasına attıktan sonra, Esra’yı kucakladığım gibi yatak odasına götürdüm, yatağa bıraktım. Kendim de üzerimde ne kaldıysa soyundum.

Esra’nın bacaklarını açarak yukarı kaldırdım ve göğüslerine yapışana kadar gerdim. Müthiş bir manzaraydı. Esra’nın mükemmel bir amı vardı, körpecik, yeni traşlı, kaymak gibi bir amdı.

Önce öpüp kokladım amını. Bu arada Esra’nın gözlerinin içine bakmayı ihmal etmiyordum. Türbanı halen başındaydı, bu ona ayrı bir seksilik katıyordu. Amını yalamaya başladığımda, ağlamaklı bir sesle inliyordu. Esra’nın amı ağzımdayken, dilimi amında çeviriyordum, sulanmış amını yiyordum adeta…
Sonra yan yatırıp, götünün yanaklarını ayırdım ve dilimi götünün deliğine dayayınca, Esra,

“Offf, ölürüm ben sana, bana ne yapıyorsun sen öyle? Durma, yalvarırım devam et!” deyip, bir anda resmen hüngür hüngür ağlamaya başladı. Niye ağladığını sorduğumda anlattı.

Meğer evlenmeden önce halasının oğlu Esra’yı hep götten sikermiş. Bu da Esra’nın çok hoşuna gidermiş ve götten müthiş zevk alırmış. Evlendikten sonra kocasının da götten sikmesini hep beklemiş, ama kocası sadece amını sikip bırakıyormuş, hiç götten sikmiyormuş. Ve ben götüyle ilgilendiğimde zevkten ve mutluluktan ağlamaya başlamış.

Evet, Esra zevkten ağlıyordu. Götüyle ilgilenmeye devam ettim, götünün deliğini yalıyor, dilimi sokmaya çalışıyordum. Yalvarıyordu,

“Dayanamıyorum artık, ne olur yarağını sok götüme, götümü sik!” diyordu. Sikecektim tabii ki, hem de büyük zevkle, ama henüz değil!
Ayağa kalktım, Esra’yı önümde diz çöktürdüm. O ne istediğimi anlamıştı ve hemen yarrağımı ağzına alıp yalamaya başladı. Yarrağım o kıpkırmızı dudaklarının arasında müthiş bir manzara oluşturuyordu.

“Oh Esramm… Neler de biliyorsun sen böyle…” diye zevkle inledim.

“Hala oğlu çok iyi öğretmendi hocam, senden iyi olmasın… Çok yalattırdı bana, usta yaptı beni…” diyerek oral yapmaya devam etti.

Esra’nın kafasını sıkıca tutup, yarrağımı ağzında artık daha derine sokuyordum. Çok zevk aldığı bakışlarından anlaşılıyordu. Boğazına kadar sokuyordum, müthiş duygular içindeydim.

Damarlı yarrağımın kafası boğazını zorluyordu ve gözlerinden yaş geliyordu. Dudaklarının arasından süzülen salyaları ise göğüslerine ulaşmıştı bile. İkimiz de delirmiş gibiydik, ben ne yaparsam yapayım karşılık vererek beni daha çok kudurtuyordu.
Ve sonunda Esra’yı domalttım. Damarları patlayacak gibi olan yarrağımı amına dayadım, tam sokacakken Esra elini arkaya attı ve yarrağımı gövdesinden tutup amından çekti, götünün deliğine dayadı. Oysa ki ben amını birkez daha sikip orgazm ettikten sonra, götünü öyle sikmeyi düşünüyordum.

“Nolur arkama gir, buna çok ihtiyacım var!” dediğinde, zaten kıvamına gelmiş göte yüklendim. Yarrağımın kafası zorlanmadan girdi. Ve girerken Esra’nın götü yarrağımın kalıbını alarak açılıyordu. Götü sanki vakum gibi yarrağımı içine çekiyordu.

Taşaklarım Esra’nın amına dayandığında yarrağım köküne kadar götündeydi. Bir süre hareketsiz öylece kaldım, götünün sıcaklığını yarrağımda hissediyordum. Tarifi imkansız bir duyguydu bu…
Sonra yavaş yavaş gidip gelmeye başladım ve gittikçe hızlanarak götüne pompalamaya devam ettim. Yarrağımı arada bir götünden tamamen çıkarıp tekrar sokuyordum. Ben götünü sikerken Esra da amıyla oynuyor, kasıla kasıla orgazm oluyordu.

Bu şekilde yaklaşık yarım saat Esra’yı götünden siktim ve götünün derinliklerine boşaldım. Yarrağımı çıkardığımda götünün deliği açıktı ve döllerim ufak osuruklarla beraber dışarı süzülüyordu.

İkimiz de rahatlamıştık, birer sigara yaktık, biraz sohbet ettik, sonra duş alıp sikişmeye devam ettik. Götten yemeyi çok seviyordu. Esra’yı o gün saatlerce götünden siktim.
Artık Esra’yı düzenli olarak sikiyorum. Kocası ne zaman sefere çıksa, Esra’yı altıma alıyorum ve kocasının sikmediği Esra’nın o mükemmel götünü yarrağa doyuruyorum.