Orospu Çocuğu Ömer Götümü Dağıttı Türk İfşa
Babamın vefatından sonra annemin yeniden gülmesi, hayata yeniden sarılması beni mutlu etse de, aldığı kararları doğru bulmuyordum. Bu hayatımızı ciddi derecede etkiliyordu. Babam öldükten sonra annem kendini kaybetmişti. Ben de farksızdım. O zamanlar 14 yaşındayım. Yeni olgunlaşıyordum.
Babam ölünce bize bir ev, bir araba ve birkaç küçük arsa bırakmıştı. Hazıra dağ dayanmazdı tabii. Bu birikim ben 16 yaşıma geldiğim zaman bitmeye başlamıştı. Annemin birileri ile görüştüğünü biliyordum. Saklamaya çalışsa da bu konuda çok iyi değildi.
Bir kadın için yalnızlık zordu. Şu zamana kadar maddi ihtiyaçlarını karşılamış olsa da, duygusal ve cinsel ihtiyaçları da vardı. Yaşanacak güzel günleri vardı. O da haklıydı. Ama kendinden sekiz yaş küçük biriyle de görüşemezsin bence!
Annem 40 yaşındaydı ve normalde çok bakımlı bir kadındı. Ama babamın ölümünden sonra biraz ipin ucunu kaçırmıştı. Bir kendini çevresindeki erkeklere gösterme hevesi, kendini beğendirme telaşı, dekolte giysiler, mini etekler, seksi çoraplar, çamaşırlar…
Aslında bu kadar kendini teşhir etmesine gerek yoktu annemin… Doğal seksiliği ve güzelliği her erkeği kendine baktıracak derecedeydi. Masmavi gözleri ve doğal kızıl saçları bana da harika bir genetik mirastı. Onun kızıl mirasını ve mavi gözlerini ben de taşıyordum.
Yine bana genetik miras kalan, annemden bana geçen ve aslında ergenlikten beri kendini belli eden yaşıtlarıma göre iri göğüslerim beni memnun ediyordu. Minyon olmama ve halen olgunlaşma çağında olmama rağmen göğüslerim 80 bedendi ve bu yaşıtlarım için inanılmaz bir rakamdı. Sınıf arkadaşlarım olan kızların vücutları tahta gibi dümdüzdü. Erken olgunlaşmam sadece psikolojik değil, bedensel de olmuştu.
Annemin ince belli geniş kalçalı diri vücudu sadece yaşıtlarına değil genç kesime de hitap ettiğini gösteriyordu. Annem oldukça seçici biriydi ve bunun sonucu olarak maddi durumu dahil her konuda alfa bir erkekle birlikteydi.
Ömer abi, yaklaşık 1.90 boyunda, 80 kiloda, esmer, kaslı bir adamdı. İşinde çok başarılıydı ve paraya para demiyordu, üstelik sadece 32 yaşındaydı. Doğrusu neden annemle bu kadar ilgilenip sevişmeye hevesli olduğunu anlayamıyordum.
Tamam annem güzeldi, seksiydi, girdiği her ortamda kendine baktırıyor, ilgi çekiyordu ama, ortalıkta bunca çıtır, bunca seksi genç kız dururken annem… Sanırım olgun ve seksi güzel kadınlardan hoşlanıyordu herif…
Bana gelince, annemin kızı olduğum çok belliydi. Onun gibi kızıldım ve mavi gözlerim vardı. Balık etli, iri yapılı, hatta normal arkadaşlarıma göre minyon tipliydim ve onlardan dolgundum. Küçük vücudumda genetik mirasım daha çekici duruyordu. Kum saati gibi bir fiziğe yakışır bir yüzle annemin gençlik haliydim adeta.
Tabii ki okulda da bu halim dikkat çekiyor, üst sınıflardan oğlanlar bile tanışmak, konuşmak istiyor, ilgilerini belli ediyorlardı. Kimi benimle cinsel olarak birlikte olmak için, kimi ise gerçekten sevdiği için. Beğenilmek, bana cinsel beğeniyle bakılması elbette ki beni etkiliyordu.
Cinsellikle tanışmam ise bu dönemde olmuştu. Erkekleri vücudumla etkileyebildiğimi görmek beni daha kadınsı, seksi ve yeterli hissettiriyordu. Abartı olmadan onlara vücudumu sergilemek, farkında değilmişim gibi frikikler vermek beni heyecanlandırıyordu.
Sonuçta erkeklerin siklerinin benim için kalktığını düşünmek beni ilk mastürbasyon deneyimine götürdü. Okuldan konuştuğum, benden hoşlandığını bildiğim birine masum bir fotoğraf atmıştım.
Aslında sadece yarım atlet giymiştim. İri göğüslerimin duruşu ve uçlarının belli olduğunu fark etmedim bile. Öyle giyinmeye alışık olduğum için bunun karşımdaki kişide bir etkilenme yaratacağını bilmiyordum bile…
Oğlan bundan cesaret almış olacak ki, bana çıplak ve kalkmış sikinin resmini atmıştı. Hem de arka planda benim ona gönderdiğim memelerim meydanda resmimle beraber… Piç, benim yarısı meydanda memelerime bakarak sikini kaldırmış olmalıydı.
Ne! Bu neydi böyle! Sünnetlerden veya küçük çocuklardan gördüğüm şeyden çok farklı ve ilk defa böyle kocaman ve dimdik duran büyük bir sik görüyordum. Bunu ben yapmıştım, o siki ben kaldırmıştım, o sik benim için kalkmıştı! Kim olduklarını bilmediğim porno yıldızlarında gördüğüm aletlerden sonra tanıdığım gerçek birinin sikini görmek baya etkilemişti beni…
İlk aklıma gelen şeyle kendimi kaybetmem bir olmuştu: Bu büyük şey benim küçük amıma nasıl sığacaktı?
Elim ıslak amıma gitmişti. Daha klitorisin ne olduğunu bilmeden önümdeki şeyi hoş geldiği için okşuyor, bir yandan o resme bakıyordum. Bir yandan bakıyor, bir yandan amımı okşuyor ve parmaklıyordum.
O siki içimde istiyordum, amıma girsin istiyordum. Hızlandım hızlandım ve en son bacaklarım titreye titreye orgazm olurken amımdan akan sularla kendime geldim.
Mastürbasyonla böyle tanışmış ve sonraları da sık sık yapar olmuştum. Orgazm olmak harika bir şeydi. Ama hiç birine çıplak fotoğrafımı atmamıştım. Kimseyle görüntülü veya sesli masturbasyon yapmamıştım.
Cinselliği kendi içimde yaşıyordum. Sosyal medya hesabımda en fazla şort, etek, ya da bikinili fotoğraflarım vardı. O da her önüme geleni kabul ettiğim bir hesap değildi.
Annemin sevgilisi Ömer abi yaşına göre çok başarılı ve bilinen bir avukattı. Annemle, babamdan kalan arsaları satma döneminde tanışmışlar ve samimiyetleri ilerlemişti.
Annem liseli kızlar gibi gizlice telefonda konuşuyor, telefona bakıp gülümsüyor, bazen süslenip evden çıkıp gidiyordu. Hatta bazı gecelerde odasında fısıltılarla telefonda konuşup inlediğine de kulak misafiri olmuştum. Kesin telefonda mastürbasyon yapıyordu.
Mastürbasyon böyle zevkliyse, kim bilir seks nasıldır diye düşünmüştüm. Hak vermiştim. Şimdi annem de benim konumuma düşmüştü. Annemin sosyal medya hesabındaki galeride çıplak fotoğraflarını görmüştüm, sanırım silmeyi unutmuştu. Tabii ki de söyleyip utandırmamıştım, ama ima etmiştim.
“Sen yine çok çıplak gezme anne! Dikkat et!” diyerek taşladıktan bir gün sonra galerisine şifre koymuştu. Huyu değildi, ama hayatını yaşıyordu. Gerekiyordu. Kızmıyordum. Ufak bir sinirlenme ile geçiştiriyordum.
Annemin kaçamak görüştüğü Ömer denen adamı bir gün okuldan eve geldiğimde görmüştüm. O telefonla görüştüğü Ömer canlı canlı karşımdaydı. Giydiği takım elbise ile bana bakıp gülümsüyordu. Anneme baktığımda bu adamın Ömer olduğunu o zaman anlamıştım. Annem kalkarak,
“Cerenciğim seni tanıştırayım. Ömer abin!” dedi. Hızlı ve kendimden emin adımlarla üzerine yürüdüğümde Ömer abi ayağa kalkmıştı. İçimden (Burası benim çöplüğüm!) diyordum. O ise fizik olarak benim iki katımdı, beni baştan aşağı bir süzmüştü. Gayet kibar bir şekilde elini uzatıp,
“Merhaba Ceren! Annen senden çok bahsetti!” dedi.
İçimden (Hayret! Kendini siktirmekten fırsat bulmuş!) diye geçirdim. Bu habersiz tanışma beni sinirlendirmişti. Keşke haber verseydi.
“Merhaba Ömer abi. Annem sizden çok bahsetmese de zaten ben anlamıştım. Duygularını saklayamaz da!” dedim. Sesimin tonu cümlenin sonuna doğru sertleşmişti. Annem gülerek ortamı yumuşatmaya çalışırken,
“Ben odamdayım!” deyip uzaklaştım. Kötü bir tanışmaydı, ama eli yüzü düzgün bir adamdı.
Günler günleri kovaladı. Ömer abi sürekli bize geliyordu. Bense okula gitmeye, kendimi ve cinselliği keşfetmeye devam ediyordum. Ben okuldayken zaten ne oluyorsa oluyordu.
Aslında bu dönemde erkekleri tanımış, erkeklerin zaafını anlamıştım. Tayta ilgi duyuyorlardı. Benim de libidomun yükseldiği bir dönemdi. Tek tayt giyen ben değildim tabii ki.
Tayt giydiğim zaman popomda külotumun izi belli oluyordu. Ön taraftan bakılınca da, amımın şekli ve çizgi halindeki yarığı da belli oluyordu. Buna göz yumuyor ve üzerimde gezen gözleri gururla taşıyordum. Vücudumu beğeniyordum.
Bazılarının da ilginç bir şekilde ayaklarım ilgisini çekiyordu. Artık pedikür yaptırıyor ve oje sürüyordum. Fotoğraf atarken işe yarıyordu. Ayak aslında el gibi bir şeydi ve bana cinsel bir çağrışım yapmıyordu, o yüzden ayağımın çıplaklığını göğüslerim ve popom gibi saklamıyordum.
Okuldan geldiğim bir gün annem benle konuşmak istedi. Hayret, Ömer abi bu gün yoktu, ama yine gündem oydu.
“Kızım şimdi biliyorsun ki artık ikimiz varız…” dedi.
“Evet?” dedim.
“Gelirimiz yok ve maddi açıdan bu bizi artık zorluyor…”
“Çalış o zaman!”
“Ceren! Offff, tamam!” dedi, gözlerini devirmişti, “Babasız büyüdün biliyorum, sana bakmak benim için de zordu ve psikolojini olumsuz etkiledi…” dedi.
“Eeee?” dedim, konuyu nereye bağlayacaktı acaba çok merak ediyordum.
“Benim de bir kadın olarak bazı ihtiyaçlarım var…” dediğinde içimden (Biliyorum, senin en büyük ihtiyacın yarak yemek!) diye geçirip, “Hı hı!” dedim.
“O yüzden ben hem maddi açıdan bizi rahatlatması için, hem aile düzenini, aslı gibi olmaz ama… Sırf sen baba sevgisini hisset diye, hem ben de bazı ihtiyaçlarımı karşılamak, aşkı ve sahiplenmeyi hissetmek adına Ömer abinle birlikte yaşamaya karar verdim!”
“Ne!!! Şaka mı bu anne?” dedim, sinirden gülüyordum, “Şaka olmalı yani, ben başkasının evine asla gitmem!” dedim. Sesimin tonu aşırı yükselmişti. Annem,
“Ben malımı tanıyorum. Bunu da düşündüm. Ömer abin bizimle yaşayacak, biz ona taşınmayacağız, o bize gelecek. Senin yerini değiştirmeye niyetim yok zaten tatlım!” dedi.
“Anne, tanımadığım bir erkek evde gezecek. Söyler misin, ben nasıl rahat olacağım?”
“Hayatım hareketlerine biraz daha dikkat edeceksin, hepsi bu… Deneyeceğiz. Zamanla alışacaksın, Ömer’i sen de seveceksin. Her şey güzel olacak, bana güven!” dedi.
Normalde olay çıkartıp tehditler savururdum, ama annem bu konuşmayı yapıyorsa zaten her şey çoktan hazırdı. Kendimden biliyorum, benim gibi annem de kafasına koyduğu şeyi yapardı.
Ömer abi bizimle yaşayacaktı, ama sanki annem onu uyarmış gibiydi. Annemden beklediğim bir hareketti, (Kızımın gönlünü al. Onunla iyi anlaş!) demişti mutlaka.
Yine okuldan eve geldiğim bir gün Ömer abi,
“Hoş geldin Ceren’ciğim!” deyip sarıldı sımsıkı. Sert parfüm kokusunu hissetmiştim. Kollarında kaybolmuştum.
“Sen de hoş geldin Ömer abi!” dedim. Olaya bak be, adam benim evimde beni karşılıyordu! Yanlarında kalmak istemediğim için hemen odama geçtim. Yani aslında benim odam sanıyordum. Girdiğim anda odamı tanıyamadım. Odam baştan aşağı yenilenmişti.
Boyası, mobilyaları, masam, beyaz bir yatak, açık pembe duvarlar. Beyaz ahşap işlemeli aynalı bir dolap, yine beyaz mavi karışımı tonlarda bir masa. Pembe tüller, örtüler, dantellerle dolu yeni bir yatak… Oda turkuaz pembe ve beyaz tonlardan oluşan şirin mi şirin bir oda olmuştu. Yeni masamın üstünde de iki kutu vardı.
Şaka! Şaka olmalı bu değil mi? O ünlü markanın en son model akıllı telefonu ve yeni bir laptop!
Siktir! Bu gerçek miydi? Şok geçirmek üzereydim. Önce baştan sona yenilenmiş bir oda, sonra beyaz kurdele ile sarılmış son model akıllı telefon ve laptop kutuları!
Ben aptallaşmış halde odama ve hediyelere bakarken, Ömer abinin,
“Bayılmadın değil mi prenses? Ben sevinç çığlığı falan bekliyordum!” sesiyle irkildim. Konuşamıyordum resmen.
“Be… B-Ben şey… Çok şey… Teşekkür ederim…” diyebildim.
Bu müthiş jesti beni dehşet mutlu etmişti, ona sarıldım, ama ne sarılma, yaşıma göre iri göğüslerim onun geniş erkek göğsüne yaslanmış, aramızda ezilmişti. O da beni kaldırmış, bir tur döndürmüştü. O sırada onun vücudunu tamamen hissetmemle içim bir hoş oldu.
“Sen bunu hak ediyorsun prenses!” dediği sırada annem bizi kapıda gülümseyerek izliyordu.
“Pizzalar geldi! Hadi soğutmayalım isterseniz!” dedi annem. Pizzaya bayılıyordum,
“Yaşasın! Pizzaaaaa!” diye sevincimi dile getirdim. Ağzım kulaklarımdaydı resmen. Zıplaya hoplaya merdivenlere koştum! Benim bu halimi gören annem ve Ömer abi hallerinden çok memnundu.
Sanırım uzun zaman sonra hayatımın en iyi akşamını yaşıyordum! Yemekte Ömer abi bize komik dava anılarını anlattı. Gerçekten güldürüyordu ve nasıl davranması gerektiğini biliyordu. Yemek yerken annemin parmağındaki pahalı yüzüğü fark ettim. Hediyelerle tek mutlu olan ben değildim demek ki!
Pizzanın üstüne en sevdiğim şey olan sufleleri öyle hızlı yemiştim ki, ağzım yüzüm çikolata olmuştu! Annemle Ömer abi sarmaş dolaş bir vaziyette beni izleyip gülüyorlardı. Annem sofrayı toplamaya başlayıp mutfağa gitti.
Bense lavaboya gidip çikolata içinde kalan ağzımı yüzümü temizledim. Ömer abi salondaki koltuklara geçmişti bile. Ben de üzerimi değiştirmek için odama çıkıp yeni odama uygun pembe bir gecelik giydim.
Yine salona indim. Annem halen mutfaktaydı. Yılların verdiği alışkanlıkla çapraz köşede duran tekli koltuğa oturmuştum. Ömer abi,
“Güzelliğini annenden almışsın Ceren. Tıpkı annen gibisin prenses!” dedi.
Bu sözleri sanki beni utandırmıştı. Yanaklarımın kızardığına emindim. Bir an Ömer abiye bakınca onun ilgiyle nereye baktığının ve kendi oturuşumun farkına vardım.
Annemin erkeğinin ilgi ve beğeni dolu gözleri açık bacaklarımın arasında, karşıdan muhtemelen net bir şekilde görünen külodumdaydı. Rahat oturmuşumu değiştirip bacaklarımı kapattım, eteğimi düzeltip,
“Teşekkür ederim!” dedim. Şirin davranmaya çalışıyordum, oysa ki utanmıştım.
Annem elinde bir şişe şarap, iki bardak ve mezelerle salona gelince benim odama gitme vaktimin geldiğini anladım. Bu romantizme katlanmaya, ikisinin fingirdeşmelerini yakından izlemeye niyetim yoktu. Ellerimi bacaklarıma vurarak,
“Bana müsaade! Gidip yeni telefonumla ilgileneyim.” diyerek kalktım. Yalancıktan bile olsa itiraz etmediler. Niyetleri çok açık belliydi ki baş başa kalmak istiyorlardı.
Orospu Çocuğu (1), resim №2
Odama gidip kapıyı kapattım. Yeni telefonumu ve bilgisayarımın resmini çekip kız dedikodu grubunda paylaştım. Üvey baba dedikodusu yapıp biraz kızlara hava attım. Bir şeyin eksikliğini başka şekilde kapatmaya çalışıyordum aslında.
Yeni telefonumu kurcalayıp ayarlar yapıp kamerayı deneyene kadar zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım bile. Annemlerin de sesi soluğu çıkmıyordu. Saat geceyarısını çoktan geçiyordu. Telefonu başucumdaki komodinin üzerine bırakıp uykunun girdabına kapılmış ve dalmışım…
Gece bir bağırma sesi beni uyandırdı. Ne oluyor diye kalktım, ama ses falan yoktu. Hazır uyanmışken tuvalete gideyim dedim. Odamdan çıkıp banyoya yakınlaştıkça fısıltılar duymaya başladım.
Merdivenlerde ceket, gömlek ve annemin tişörtüyle sutyeni atılmış duruyordu. Odaya kadar sabredemedikleri belliydi. Sesler ve ortalığa bırakılan giysiler annemin yatak odasını işaret ediyordu. Salondan yatak odasına kadar yiyişerek, birbirlerini soyarak gitmişlerdi anlaşılan…
Ben sessizce yatak odasına yaklaştıkça nefes seslerinden yarım yamalak çıkan kelimelere dönüşüyordu. Sessizce parmak ucumda ilerledim, iyice yaklaştım. Nefes sesleri arasında annemin sesi daha baskındı.
“Iğğğhh, daha derine! Sok, ohhhh, sok! Immmm, işte bu, sok hepsini, kökle… Hepsi benim!” diyordu.
Ne yaptıklarını görmemem gerekiyordu aslında, ama adım adım ileri gitmekten kendimi alamıyordum. Bir adım daha, sonra bir adım daha… Şehvetin yangınından aceleyle kapıyı bile tam kapatmamışlardı.
Aralıktan baktım, annem yatağın üzerine domalmış, Ömer abiye kendini siktiriyordu. Ömer abi annemin saçlarını eline dolamış, bir eli de belinden kavramış, annemi sikiyordu. Sarhoş oldukları belliydi. Annem amına yarağı yedikçe inim inim inliyordu.
Bir ara Ömer abi annemin amından yarağını çıkardığında, ben ses çıkarmamak için kendi ağzımı kapattım. O neydi öyle! O gerçek miydi? O nasıl bir yaraktı öyle?
Gitmem gerekiyordu, kapıya bakarlarsa beni görebilirlerdi. Ama gidemiyordum. Elimi istemsizce bacak aramdayken buldum. Hafifçe eğilmiştim, bir elim göğüslerimde, diğeri geceliğin altında amımı okşuyordum. Birden Ömer abi anneme,
“Amına koduğumun orospusu!” diyerek öyle sert sikmeye başladı ki, annem,
“Ayyyy!” diye çığlık attı. “Koyuyorsun zaten… Amıma koyuyorsun. Ohhh… Koyy… Geçirr…” diye inlemeye devam etti.
Ömer abi bir eliyle her köklediğinde altta sallanan göğüslerini kavramıştı. Bu hareket benim kendimi kaybettiğim andı, o an dizlerim titremeye, bağı çözülmeye başladı. Gözlerim kaydı. Ömer abi annemi sert bir şekilde siktikçe sikiyor, annem de,
“Sik erkeğim benim… Oohhh… Daha sert… Vurr… Daha hızlı sik!” diye inliyordu.
Daha fazla dayanamadım, ayaklarım tutmadı. Porno filmler gibi değildi bu… İçerdekiler annem ve sevgilisiydi. Rol yapmıyorlardı. Gerçekten, ama gerçekten zevk alıyorlar, kıyasıya sikişiyorlardı.
Ömer abi kükreyerek annemin içine boşalırken, benim gözlerim kapanmış, resmen ayakta duramadım dizlerimin titremesinden… Ve kapının hemen girişinde kapıya yaslanarak kasıla kasıla orgazm oldum.
Gözlerimi açtığımda Ömer abiyi başını tekrar anneme çevirirken gördüm. O açıdan beni görmüş olabilir miydi? Eyvah, yoksa onları izleyerek mastürbasyon yaptığımın farkına varmış mıydı? Korku içinde, sessizce uzaklaştım oradan ve hızlıca odama geçtim, kendimi yatağa attım. Olanları düşünmeye başladım.
Külotum sırılsıklam olmuştu. Delicesine orgazm olmuştum. Üstelik annemi siken adamın yarağını görerek… Annemin amına o yarağı bir canavar gibi saplamasını, içinden zevk suları akan ıslak amcığa girip çıkmasını izleyerek… Heyecan, tedirginlik ve korku içinde uyumuşum…
Orospu Çocuğu (1), resim №3
Günler geçiyordu. Ömer abi her gün bizim evdeydi. Resmi bir nikah da yoktu ortada. Ama gece sikişme seslerine alışmıştım artık. Annem, Ömer abi domal dese domalıyor, yala dese yalıyor, kızsa hemen susuyor, kısacası köpeği oluyordu.
Neredeyse her gece sikişiyorlardı. Ömer abi genç ve enerjikti, annem ise çalışmadığı için yorulmuyordu. Ama ben de insandım, illa ki etkileniyordum. Onların seslerine masturbasyon yaparak eşlik ediyordum. Ama korkudan izlemeye cesaretim yoktu.
Ömer abiye cinsel bir arzu beslemiyordum, ama bu olay beni etkiliyordu, ister istemez sikilen annemin yerine kendimi koyuyor ve Ömer abinin beni siktiğini hayal ederek mastürbasyon yapıyordum.
Yaptıkları yanlış değildi, ama biraz daha sessiz yapabilirlerdi. Benim duyabileceğimi düşünmeleri gerekirdi…
Artık sonbahar başlamıştı. Eylül ortasındaydık. Yazdan kalan bir hava vardı ve 36 dereceyi gösteriyordu. Pastırma yazı dedikleri bu olsa gerek. Annem sabahın köründe sabahlığı ile odama girdi.
Uyandım ama gözlerimi tam açamıyordum henüz. Daha afyonum patlamamış, sabah mahmurluğu ile, dağınık saç baş, belime kadar sıyrılmış gecelik ile aptal aptal anneme bakarak,
“Noldu yaaaa? Hafta sonu değil mi bu gün? Daha kargalar kahvaltısını yemedi!” dedim. Annem şımarık bir eda ile gülücükler saçarak,
“Hazırlan Ceren! Ömer tatil yapamadık uzun zamandır dedi. Hazır sıcak havayı bulmuşken bizi iki günlüğüne deniz kenarında bir otele götürüyor!” dedi.
Erken çıkmamız gerektiğine göre sanırım uzak bir yerdeydi. Hemen plaj çantamı aldım, hazırlamaya başladım. Güneş kremi, plaj havlusu, terlik, yedek iç çamaşırı ve yedek kıyafet, deniz gözlüğü, yedek bikini (birini içime giyecektim), okumak için ama hiç okunmayan kitap, kulaklık, şarj aleti…
Pembe aşığı biri olarak koyu pembe bir bikini seçmiştim, yanları ipliydi. Artık plajın en güzel kızı olmak için hazırdım. Akşam muhtemelen güzel bir mekanda yemek yiyecektik, o yüzden sırt çantama makyaj malzemelerimi ve akşam giyeceğim kıyafeti de koymuştum. Çantam hazırdı.
Bikinimi giymek için geceliğimin askılarını omuzlarımdan indirip çıkardım. Dolabımın aynasında iri göğüslerime ve amımın şeklini almış küloduma bakıyordum. Ellerimi göğüslerime attığımda ellerimden taştığını görüp mutlu oluyordum.
Bikinimi giymek için külodumu da çıkardım. Elim direkt ıslak olan amıma gitti. Gece rüyamda kiminle sikişmiştim acaba, Ömer abiyle mi? Hatırlamıyordum, ama külodumda amımın sıvısı vardı.
Elimi daha yeni yeni uzayan kıllara attım. Henüz ayva sarısı rengindeki kasık tüylerim bu gün bikinimle çirkin bir görüntü yaratmayacaktı. Bacaklarım zaten her zaman bakımlı ve güzeldi.
Aynada kıvrımlı kadınsı bedenime bakıyordum. Omuzlarımdan iri göğüslerime dökülen saçlarıma, pembe göğüs uçlarıma, ince belime, geniş yuvarlak dolgun popoma… Antik beyaz mermerden afrodit heykeli gibiydim ne yalan söyleyeyim, harika görünüyordum. Tam o anda, birden kapı açıldı! Ömer abi,
“Ceren hazır mıs..” diyerek dalıvermişti içeriye, beni görünce lafı ağzında düğümlenmiş, öylece donup kalmıştı. Ben de bir an dondum. Neden sonra irkilip hemen ellerimle göğüslerimi kapatıp arkamı ona döndüm.
Ama ben dönene kadar adam görebileceği her yerimi görmüştü. Kapatmaya çalışsam bile nereye dönsem göreceği bir yerlerim vardı. Sanki adama amımı gördün, biraz da götüme bak demiştim. Ömer abi,
“Çok özür dilerim!” diyerek çıkıp kapıyı kapattı. O da beni çıplak beklemiyordu.
Aslında bilmese de skor eşitlenmişti. Her ne kadar o bilmese de ben de onu çıplak görmüştüm. Hem de normal nü şeklinde değil, annemi sikerken, annemin amına o mızrağını batırıp çıkarırken…
Hemen pembe bikinimi giydim. Üzerine açık mavi kot eteğimi giydim. Ayaklarıma mor parmak arası terliklerimi giydim. Pembe ojelerle çok şık duruyordu. Tatil kombinim hazırdı. Üzerimde de pembe bikini, üstüne tüm tül siyah transparan bir askılı giydim. Güneş gözlüğüm ile uyumlu olmuştu…
Arabaya binerken erkeğin gözlerini üstümde, koltuğa otururken açılan bacaklarımda olduğunu hissediyordum. Annemse neşe içindeydi, hiç bir şeyin farkında değildi zavallı… Uzun bir yol bizi bekliyordu. Altımda bikini olduğu için arka koltukta eteğimin toplanması, bacaklarımı açmam önemli değildi, zaten denize girerken herkes bikiniyle görecekti beni… O yüzden pek umursamadan rahat davranıyordum.
Ama Ömer abi dikiz aynasından beni izlerken fark ettim ki, açılan eteğimden çok ayaklarıma bakıyordu. Ojeli tırnaklarıma. Gözü sık sık oraya gidiyordu. Ya da ben kendi kendime kuruntu yapıyordum…
Yolda kahvaltı molası verip devam ettik. Müzik dinleyerek, benim de biraz uyuyarak gideceğimiz yere vardık. Saat henüz 13:30 idi. Kahvaltımızı güzel ettiğimiz için direkt otele Chek-in yaptık. Belboy valizlerimizi odaya çıkarırken biz iskeleye gittik.
Deniz üzerine tahta platform kurmuşlardı. Platformun altı denizdi. Platformun üzerinde büyük genişçe alanda şezlonglar ve en ileride de denize inilen bir merdiven vardı.
Otantik bir havası vardı. İskeleye şezlonglara içeriden servis yapıyorlardı. Zaten çok yakındı. Butik bir oteldi. Rengarenk çiçeklerin içindeydi, bahçesi cennet gibiydi.
Üç tane şezlong hakkımız vardı. Şezlonglara havlularımızı serdik. Güneşin tam tepede olduğu bir saatti. Ben hemen üzerimdekileri çıkarıp bikiniyle kaldım. Ömer abi de altına mayosunu giymiş, bir tek annem bikinisini giymemişti. Annem odaya çıkıp giyip gelecekti.
Annem odaya giderken ben çoktan bikinimle şezlonga uzanmıştım bile… Güneşlenmek istiyordum, ama genetik olarak beyaz olduğum için çok kızarırdım.
Güneş kremini çıkardım. Kollarıma sürdüm. Boynuma ve yüzüme sürdüm. Göğüslerime krem sürerken iz kalmaması için omuzumdaki ipleri indirdim. Göbeğime, bikini hizama, parmaklarımı bikini altının içine sokup kasıklarıma bile sürdüm. Sırtıma sürmek için çabalarken Ömer abi kremi elimden alıp,
“Uzan sen bakayım!” dedi. Sesinde öyle bir ifade, öyle bir tını vardı ki… İçten içe ürperdim. Sanki güneş kremi sürmek için değil de yatırıp sikmek için söylüyor gibiydi.
Orospu Çocuğu (2), resim №2
Öylece uzandım. Bacaklarıma oturdu. Sırtıma bir miktar döktü ve ince uzun parmaklarıyla kremi uzun uzun tenime yedirmeye başladı. Elleri sırtımda geziyor, sırtımı okşuyordu. Bazen de elleri göğüslerimin yan kısımlarında dolaşıyordu.
Cinsel bir şey düşünmüyordum ilk başta, aksine masaj gibi beni rahatlatıyordu. Ama bikini üstümün fiyongunu çözdüğünü hissedince iş değişti. Hafifçe doğrulunca elleri göğüslerimin iç kısımlarına girmişti. O an taciz edildiğimi anladım. Sonra belime indi elleri, belimi annemi sikerken kavradığı gibi kavrıyordu…
Etraftaki insanlar umrunda değildi, herkes zaten yatmış güneşleniyordu. Göğüslerimin yanlarını okşuyor ve belimden popoma kadar masaj yapıyordu. Bir an popomda bir sertlik hissettim.
Ömer abi benim için kaldırmıştı sikini… Popoma dayıyor ve bastırıyordu. Bikinime rağmen götümün yanakları arasında yarağını hissediyordum. Açtığım bacaklarımın arasında bikinimden belli olan amıma baskı yapıyordu.
Beni sanki gerçekten sikmek için yatırmıştı şezlonga. Sırtımla ve belimle ilgilenirken sanki iki kumaş üstünden amımı sikiyordu. Amım çoktan ıslanmıştı. Yüz üstü uzanıp bacaklarımı açarak ona bu fırsatı ben vermiştim resmen, ama şimdi kımıldayamıyordum.
En son bikinimin göğüs kısımlarından tutup hafifçe doğrulmaya çalıştım. Ama boynumdan tutup başımı şezlonga sertçe bastırdı,
“Biraz daha dayan, az kaldı!” dedi. Başımı sertçe bastırınca canım yanmıştı. Biraz daha dayan mı? Bikinimin üstünden de olsa resmen amıma dayanmış sürtünüyor, bastırıyordu. Elleri de formaliteden sırtımda dolanıyordu…
Etraftaki insanlar denize girmek için ya da otele dönmek için şezlongtan kalkınca ortalık iyice tenhalaştı. Ömer’in hareketleri biraz daha pervasız olmaya başladı. Elleri daha aşağı inerek yağı popoma ve bacaklarıma döktü. Şimdi ise bacaklarımı ve popomu okşuyordu.
Öyle bir okşuyordu ki, elleri bacaklarımın içlerinden yukarı tam amımın sınırına gelip geri çekiliyordu. Tam dokunacak derken geri çekiliyordu ve beni deli ediyordu.
İçimden (Amıma dokunsana be adam!) diye geçiriyordum. Bikinimin yanlarından amımın suyu sızıyordu ve amım kabarmıştı. Bikininin ağ kısmından amımın dudakları taşacaktı neredeyse. Şişmiş, iyice kabarmıştı amım…
Bacaklarımı okşuyor, popomu okşuyor, eminim taze bedenimden zevk alıyordu. Tam sınıra geldiğinde sadece birkaç saniyeliğine bikinimi kenara çekip nazikçe amıma dokundu, ıslaklığımı hissetti. Benden,
“Iğmmmm!” diye bir ses çıkınca elini amımdan çekip ayaklarıma indi. Ayağa kalkmıyordu hiç… Kalksa kocaman olmuş yarağı mayodan belli olacaktı sanırım.
Şezlongun ayak ucuna oturup ayak bileklerime sürüp ayaklarımı kucağıma aldı. Kremi döktü ve ayaklarımı okşayarak krem sürmeye başladı. Her parmağıma, topuklarıma, ayaklarımın üstüne, ayaklarımın altına. İyi de ayak altım zaten bronzlaşmazdı ki! Neden ayaklarıma güneş kremi sürüyordu bu herif?
Orospu Çocuğu (2), resim №3
Anlaşıldı. Resmen ayak fetişiydi bu adam… Elleri ayaklarımda, ojeli tırnaklarımda keyifle geziyor, ayak parmaklarımı okşuyordu. Ayağımın altını mayosundan çıkardığı sikine sürtünce kendime geldim ve
“Yeter artık, bu kadar… Tamam, bence her yerime sürdün artık Ömer abi!” dedim ve döndüm. Sikini mayosuna yerleştirip ayağa kalktı. Önü dimdikti.
“Peki o zaman! Umarım hizmetimden memnun kalmışsındır.” diyerek gözlüğünü çıkarıp yüzüme baktı ve
“Ben odaya gidiyorum.” Mayosunun önündeki kabarıklığı sıvazladı şöyle bir… “Yaptığın şeyi gördün mü…? Senin minik ayakların beni epey heyecanlandırdı güzelim… Belki anneni bikinisini giymeden çıplak yakalarım!” dedi.
Yok artık! Sinir küpü olmuştum. Resmen bana kaldırdığı sikini annemi sikerek indirecekti. Odaya çıkarken mesaj attı,
"Ben annenle işimi halledene kadar sana gönderdiklerimi bitir!” diye.
Neydi şimdi bu diye düşünüyordum ki, garson şezlongumun yanındaki masaya patates ve bira getirip bıraktı. Benim birayı sevdiğimi ve annemin bira içmeme kızdığını nereden biliyordu?
Ben bira ile patatesi bitirmiş beklerken, yarım saat olmuştu Ömer abi odaya gideli. Hala indiremedi mi sikini bu adam diye düşünüyordum ki, az sonra el ele gülüşerek geldiler.
Bu adamla tanıştıktan sonra annemin yürüyüşü bile değişmişti. Yukarıda beraber oldukları dakikalar boyunca her deliğinden sikilmiş olmalıydı. Yüzünde yorgun ama neşeli bir ifade vardı.
Ömer abi sanırım çok mutlu etmişti annemi… İçten içe bir kıskançlık duygusunun yükseldiğini hissettim.
Neden kıskandığımı da bilmiyordum ayrıca… Annemle ikisi sevişirken gördüğüm o koca kalın sikini bana, bakire amıma acımasızca saplarken hayal ettim bir an… Bütün tüylerim diken diken oldu güneşin altında…
Öyle bir şey olsa ne yapardım ben?
Annemle sevgilisi de gelip diğer şezlonglara uzandılar. Ömer abi yan yatmış, güneş gözlüklerinin üzerinden doğrudan bacak arama bakıyordu. Önümüzden geçen bir iki erkek de bacak arama doğru dikkatli bakışlar atınca uyandım. Başımı hafif kaldırıp baktım.
Yatarken fark etmemiştim, ama bikinimin altı toplanmış, amımın dudaklarının arasına girmiş, çizgisini belli ediyordu. Hemen elimi uzatıp parmaklarımla bikininin ağını çekiştirerek düzelttim.
Ömer abinin gözleri düzeltmeme rağmen hala oralarımda geziyordu. Hem de bana göstere göstere, hiç de çekinmeden… İri memelerime bakıyor, oradan bikini altıma, ardından halhal taktığım ince bilekli, tırnakları ojeli pedikürlü minik ayaklarıma…
Tek tek her noktama yalanarak bakması karşısında tatsızlık çıkmasın diye bir şey diyemiyordum. Ama sere serpe ve yarı çıplak yayıldığım şezlongda resmen gözleriyle sikiyordu beni…
Bir türlü aklım almıyordu. Bu adam önce denizin içinde bana sürtünerek bir posta suyun içinde attırdı. Sonra da daha yeni otel odalarına gidip annemi sikerek boşalmadı mı? Hem de bana, siktiği kadının kızına ne yaptığı konusunda bilgi vererek… Nasıl hala bu kadar azgın olabilirdi?
Sonunda baktım böyle olmayacak. Herif gözünü çıplak bedenimden ayırmıyor, o sikecek gibi her yerime baktıkça ben azıyorum istemeden, kasıklarımın yandığını hissediyorum. Güneşten değil bu sıcaklık, içeriden geliyor. Sadece sıcaklık olsa iyi, amımın sulandığını hissediyorum. Kalktım,
“Ben denize giriyorum, uykum geldi yatmaktan, biraz açılayım!” dedim. Ömer abi anneme,
“Hayatım gel, biz de katılalım kızımıza, ailecek girelim!” dedi. Aile mi? Aile miydik ki biz? Annem Ömer abiye,
“Sen kızınla gir!” dedi. Kızı? Ben? Ne diyorlardı bunlar yahu? Ben bu adamın kızı mı olmuştum? Az önce etrafta kimse olmasa resmen sikecekti beni bu adam! Ayaklarımı kremleyip sikine süren, beni de azdırıp duran, kendine çeviren sapık herif babam olamazdı benim… Ben platformdaki merdivenden yavaş yavaş inerken Ömer abi yanımdan geçerek balıklama suya atladı.
“Ceren su harika! Hadi atla!” dedi. Ayaklarımı suya değdirip,
“Uhhh çok soğuk!” dedim.
“Hahaha, sen kaşındın!” diyerek üzerime su attı. Su buz gibiydi. Zaten üstüme attığı suyla ıslanmıştım, ben de girip yüzmeye başladım. Yüzmeyi biliyordum, ama yine de boyumun aştığı yere gitmiyordum. Parmak ucumda da olsa ayağımın altındaki kumu hissetmek istiyordum…
Ömer abi şaka yollu beni elliyor, göğüslerimi ve popomu okşuyordu. Suya dalıyor, popomu avuçluyor, yüzeye çıkıyordu.
“Ya Ömer abi yapma!” diyordum. Annemin bir şey gördüğü yoktu. Otel odasında hunharca sikilmenin yorgunluğuyla hasır şapkasını yüzüne kapatıp şezlongta uyuklamaya geçmişti. Ömer de saldırılarının dozunu iyice arttırmıştı,
“Ne yapıyorum ki?” diyordu ben yapma dedikçe… Belimden tutup suya atıyor. Göğüslerimi avuçluyordu. Öyle bariz yapıyordu ki, ben bile kendi göğüslerimi bu kadar avuçlamamıştım. En son,
“Hadi çıkalım artık!” dediğimde, arkamdan yanaşıp belimden tuttu, popoma yaslanıp iki göğsümü de avuçlayıp,
“Nereye?! Ne güzel yüzüyorduk!” dedi. Yine popomda kalkık yarağını hissetmiştim. Tutup beni derine götürmüştü. Eğer kaçmazsam denizin içinde sikecekti beni…
“Hayır! Bırak beni, çıkmak istiyorum!” dedikçe kendi kürek gibi ayaklarının zemine değdiği, ama benim ayaklarımın erişmediği yerlere çekiyordu.
“Hadi biraz daha yüzelim!” diyordu, ama arkama kenetlenmişti. Derken bir eli önden bikinimin içine girdi, amımı avuçladı.
“Ya hayır, bırak… Sapık herif, napıyorsun? Bırak beni!” dedikçe çırpınmam sadece sikine sürtünüp onun daha çok zevk almasına yarıyordu. Amımı okşuyordu ve popoma sikini dayamıştı. Resmen sikiyormuş gibi sürtünüyordu popoma. Bunu yaparken de,
“Ohhh ne güzel yüzüyoruz Ceren!” diyor, amımı avuçlamaya, okşamaya devam ediyordu. Ne yapıyordu bu adam? “Hayır, bırak!” desem de amım vıcık vıcık olmuştu.
Denizin dalgalarıyla ikimiz birden alçalıp yükselirken ve suyun üstünde kalmaya çalışırken bacaklarımın arasında muazzam, sıcak sertlik beni kendimden geçirmeye başladı.
“Yapma abi, lütfen… Dayanamıyorum artık…” diye fısıldayarak dudaklarımı ısırdım. Yatak odasında annemin amına girip çıkarken gördüğüm muhteşem şey şimdi benim bacak aramdaydı ve tüm karşı çıkmalarıma rağmen istemsizce zevk alıyordum.
Popoma sürtünerek,
“Az kaldı, dayan!” dedi. Çırpınıyordum sadece, ayağım yere değmediği için hiçbir şey yapamıyordum. Aslında bir şey yapmak istediğim de yoktu aslına bakarsanız… Sonsuza kadar o şekilde kalabilirdim. Yine de zevk aldığımı ona belli etmek istemiyordum. Kollarında çırpınır gibi yapıp yarım ağızla,
“Yaaa, bırak beni, istemiyorum, bırak gidelim…” derken,
“Ohhhh! Harikasın bebeğim benim…” diye inleyerek arkamdan yaslanıp, amımı tamamen ve sertçe avuçladı, sabit vaziyette kıpırdamadan öylece kaldı. Ben ne oluyor diye düşünürken, birden hırlamaya başladı.
Boşalıyordu hayvan herif… Berrak deniz suyunun içinde aşağıdan yükselen deniz anası peltesi kıvamında spermlerini gördüm. Onun hırlamalarına ve boşalmasına ben de daha fazla kayıtsız kalamadım artık… Daha fazla dayanamadım, elektrik çarpmış gibi kasılarak orgazm oldum. Avuçladığı amımdan parmaklarına sıcak ve kaygan sıvılarımı salgılıyordum. Hem de,
“Iımmm, ıhhhh!” diye inleyerek kollarında titriyordum… Kendime gelirken beni ittirerek,
“İyi hadi bakalım… Orospu şıllık, madem istemiyorsun, siktir git şimdi… Ben işimi hallettim!” dedi ve yüzerek uzaklaştı. Ayağım yere değmiyordu. Boğulma korkusuyla sığ yere yüzerken,
“Orospu çocuğu! Piç kurusu! Malın mıyım ben senin? İşimi hallettim ne, göt herif?! Amına kodumun çocuğu!” diye küfürler savuruyordum bir yandan da…
Sinirle denizden çıkıp plaj duşunda tatlı su ile yıkandım. Şezlonga gidip havluyla kurulanmaya başladım. Halen içimden sövüyordum. O ise açıklarda yüzüyordu…
Sonra şezlonguma geçip annem gibi uzandım. Az sonra yüzerek geldi ve bu sefer annemi çağırdı yüzmeye… Annem denize girince, kadını alıp açıklara götürdü. Sarmaş dolaş olmuşlardı denizde…
Kesin bana yapamadığını anneme yapıyordu şimdi… Bikini altının ağını kenara sıyırıp benim bacak aramda kaldırdığı koca yarağını anneme sokuyor olmalıydı. Uzandığım yerden görebiliyordum. Annem de benim gibi kendinden geçmiş vaziyetteydi.
Benim sevgili annem kollarını sımsıkı sevgilisinin boynuna dolamıştı. Suyun altında bacaklarını da beline dolamış olmalıydı. Arada omuzlarından tutup arkaya yaslanıyor, başını arkaya atıyordu. Pozisyonları öyle gösteriyordu ki, sikicisi o anda yarağını annemin amına köklüyordu mutlaka…
Kendimi ucuz bir orospu gibi hissediyordum. Aslında daha doğrusu, orospu çocuğu gibi hissediyordum kendimi. Anasının kızı. Orospu ananın orospu kızı… Bok gibi bir psikoloji içerisindeydim…
Yarım saat kadar sonra ikisinin de yüzlerinde geniş, mutlu bir gülümseme, merdivenleri tırmanıp denizden çıktılar. Annemde yine o koca yarağı yemenin, orgazm olmanın verdiği rahatlama duygusu vardı. Çok iyi biliyordum, çünkü ben de bundan yarım saat önce aynı rahatlamayla çıkmıştım denizden.
Tek farkımız, ben yarağı yemeden, yüzeysel sürtünerek orgazm olmuş ve rahatlamıştım. Ömer abi de rahatlamak için hem beni, hem annemi kullanmıştı. Orgazm olduğum için rahatlamış olsam da, nefretim çok daha büyüktü.
İçimi kemiren kıskançlık da had safhadaydı. Evet, annemi kıskanıyordum. İstediği gibi, istediği anda erkeğiyle sevişebiliyordu. Canı çektiği anda adamın altına yatabiliyordu.
Benimse bacak aramdaki incecik bir zar parçası vardı. Bekaret zarım, onun gibi bir erkekle yaşayabileceğim müthiş orgazmların, doyumsuz seksin, sonsuz mutluluğumun önünde koca bir duvar gibi dikiliyordu.
Hava kararıyordu, güneş batış evresine geçmişti. Gece yemeğe gidecektik, deniz kenarında şezlongların hemen yanında aynı büyüklükteki aynı platformda masalar vardı. Denize karşı yemek yiyecektik.
Ömer abi aile suiti kiralamıştı. Odamız 2+1 idi. Odaya çıkana kadar ayaklarıma bakıp durdu, pembe ojeli tırnaklarıma…
Ben hemen kendi odama gidip duşa girdim. Annem kendi odasına duşa girmişti. Kişisel bakımını yapacağı için Ömer abi sırada bekliyordu. Ben duşa bikiniyle girmiştim.
Yıkanırken olanları düşünüp amımı okşuyordum. Bunları annemin sevgilisi ile yaşamış olmak ayrı bir komikti. Tam amımı parmaklarken banyo kapısından telefon çalma sesi geldi! Bu Ömer abinin telefonuydu, anahtar deliğinden beni izliyordu.
Amımı parmaklamayı bıraktım. Neden çıkıp suratına iki tokat vurmuyorum diye kendime kızıyordum. İzlemeye devam edebilirdi. Sonra kızgınlığım geçti. Onu daha da azdırmak istedim eğer beni röntgenliyorsa… Kapıya doğru dönüp amımı parmaklamaya, ılık suyun altında göğüslerimi okşamaya devam ettim uzun uzun…
Duştan çıktığımda Ömer abi salondaydı. Hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu. Odama gittim. Muhtemelen o girmişti duşa… Saçlarımı kuruttum ve aynanın karşısına geçtim.
Gece için harika bir kombinim vardı. Kırmızı iç çamaşırları, sutyen ve tanga. Siyah crop, göbeği açık. Siyah pileli ekose bir mini etek, file çorap ve kırmızı platform topuk ayakkabı, kırmızı ruj kırmızı oje ve kırmızı bir çanta. Siyah kırmızı konseptli harika kombindi… Annem hazırlanıyor muyum diye gelip baktı ve
“Çok güzel olmuşsun canım, bu gece çok canlar yakacaksın sen…” dedi.
Kalkıp banyo boşaldı mı diye bakmak için banyoya gittim. Kapı içeriden kilitliydi ama su sesi gelmiyordu. Ne yapıyordu acaba içeride? Ömer abi beni gözetlemişti banyodayken, aklıma o geldi. Annem odada yoktu, otelin altındaki bijüteriden bir iki parça almak için aşağıya inmişti. Beni de şeytan dürttü, eğilip anahtar deliğine gözümü dayadım. Ve şaşkınlıktan ağzım açık kaldı.
Ömer abinin elinde bikinimin altı vardı. Amımın değdiği, am suyumla ıslanan yerleri elliyor, burnuna, ağzına götürüyor ve yalıyordu. Bikinimin üstünü ise taş gibi kalkmış koca yarağına dolamış mastürbasyon yapıyordu.
Sapık herif döllerini fayanslara fışkırtana kadar dikizledim ve suyun altına girdiğinde uzaklaştım oradan… Zaten minicik tanga külodum sapığın mastürbasyonunu izlerken sırılsıklam olmuştu. Çıkarıp değiştirmek zorunda kaldım.
Manyak herif… Sapık… O bikinimin ağını koklayarak sikini sıvazladığı anlarda neler düşünüyordu acaba? Benim amımın kokusundan tahrik olmuş vaziyette bana neler yaptığını hayal ediyordu? Beni de kendisi gibi azgın bir seks sapığına çevirmişti, beni de manyak yapmıştı serseri…
Sonunda hepimiz hazırlanmıştık. Deniz kenarı ve tahta platform olmasına rağmen, canlı müzik çalan, çok düzgün modern ve üst seviye bir restoran olmuştu.
Ömer abi yine her zaman olduğu gibi file çoraplı bacaklarıma bakıyordu. Gözlerini bacaklarımdan alamıyor, sürekli oraya takılıyordu. Annemden güzel olmuştum. Gençliğim ve güzelliğimle annemin mirasını yaşatıyordum.
O gece doyasıya eğlendim, şarkılara eşlik ettim. Hiçbir şey olmamış gibi devam ettim geceye… Sanki ortamda sadece annem varmışçasına hareket ettim.
Annem ise yine içkiyi fazla kaçırmıştı. Annemin yılışık hareketleri ve Ömer abinin azgınlığı yüzünden uykusuz bir gece beni bekliyordu. Yine hayvanlar gibi sikişeceklerdi.
Ömer abi çok içmemişti. Çok iyi biliyordum, bu gece annemle işi vardı. Ben oynarken savrulan mini eteğime, file çoraplı bacaklarıma, siyah cropun kapatamadığı iri memelerime baka baka sikini kaldırıyordu. Odamıza çıktığımızda da o kalkmış sikini annemde indirecekti.
Restoran kapanana kadar yiyip içtik, dans ettik, oturduk. Sonra suitimize çıktık. Onlar sikişmeye başlamadan odama geçip uyumam lazımdı, ama onlar daha kapıda başlamışlardı. Annem,
“Ayy Ömer dur ya Ceren var!” demesine rağmen, Ömer abi annemi öpüyor, okşuyor, elliyor ve anneme de bana dayadığı gibi dayıyordu. Sonum annemle aynı olmazdı umarım. Ömer abi anneme bunları yaparken, benim bacaklarıma, eteğime ve file çoraplarıma bakıyordu…
Ben odama geçtim. Birkaç dakika sonra onların yataklarından gıcırtı sesleri ve inlemeler gelmeye başlamıştı. Uykum yoktu, ki zaten bu seslerle uyumak imkansızdı. Daha üstümü çıkarmamıştım bile. ..
Bu sefer odalarının kapısını kapatmayı akıl etmişlerdi. Kapatsalar ne olacaktı ki, zaten gizlimiz saklımız kalmamıştı. Annem de ben varım diye utanmıyordu aslında… Aklı başında her insanın anlayacağı şeyleri yapıyorlardı. Ama keşke biraz sakınsa daha iyi olmaz mıydı? Benim de canımın çekeceğini, benim de onları duyarak görerek azacağımı düşünse…
Daha fazla duramadım, dışarı çıkmak istedim, biraz dolaşacaktım. Ben dolaşırken belki işleri bitmiş olurdu. Yoksa bu hızla sevişmeleri bir iki saat sürecek gibiydi. Annemin inlemelerinden, sevgilisinin ayı gibi homurdanmalarından çok ateşli bir gece yaşayacaklarını anlayabiliyordum.
Odamdan çıkıp onların kapıyı sertçe tıklatınca inleme sesi durdu. Annem nefes nefese bağırdı,
“Ne var Ceren?” Bir an bile olsa zevkine ket vurduğum için bana ifrit olduğunu sesindeki sinirli tondan anlayabiliyordum.
“Ben dışarı çıkıyorum, dolaşacağım biraz!” dedim.
“Tamam, anahtarı al!” dedi. Gece yarısı nereye gideceğimi, karanlıkta başıma neler gelebileceğini sorgulamıyordu hiç, engel olmak aklına bile gelmiyordu. Sevgilisinin altında kıvranarak sikişmek onun için daha cazipti.
Anahtarı da alıp rahat gezebilmek için normal spor ayakkabı giydim. File çoraplı makyajlı görüntüme hiç uymuyordu. Umurumda değildi aslında, gece vakti kendimi kime beğendirecektim?
Bilinç altımla da olsa beni beğenmesini çok istediğim insan içeride annemi sikip duruyordu. Aşağıya indim, otelden çıktım. Açık bir market görünce canım tatlı çekti, bir tane çikolata aldım. Sahile indim.
Dışarısı suitten daha sessizdi. Dalgaların sesi annemin kulak tırmalayan isterik inleme sesi gibi değildi. Sahilde oturdum. Hiç kimse yoktu zaten… Rahat ve huzur… Sanırım herkes evlerinde, odalarında annemle sevgilisinin yaptığını yapıyor olmalıydılar.
Off, bu kadar huzur da iyi bir şey değildi aslında… Yalnızlık, biriyle beraber hayatın tadını çıkaramamak, sevişememek, mutlu olamamak ne kadar kötü bir şey… Yirmi dakika kadar oturdum, telefonla birkaç manzara fotoğrafı çektim.
Aldığım çikolatayı yerken birden yanıma oturan kişiyle ürktüm. O kişinin Ömer abi olduğunu görünce de rahatladım.
“Fazla uzağa gitmemişsin?” dedi. Elini çoraplı bacağıma koydu dostça, teninin sıcaklığıyla ürperdim, elini tutup geri ittim. Daha yarım saat önce annemin ellenmedik yerini bırakmamıştı bu eller…
“Uyutmadınız!” dedim sakin olmaya çalışarak…
“Uyutmazdık da… Ama annen ilk postadan sonra hemen sızdı kaldı mızıkçı! Seks gecelerinde fazla içirmemek lazım annene…”
“Sizin için gece ya da gündüz yok ki… Tavşanlar gibisiniz. Seslerinizden sabaha kadar sürecek sandım ben de… İyi bari, ben de rahat rahat uyurum!”
“Hemen uyumayacaksın herhalde… Gel dolaşalım biraz, sana bira ısmarlayayım!” dedi.
Uykum yoktu zaten, birayı duyunca sevinmiştim. Annem bira içmeme çok kızıyordu. Marketten birer bira alıp sahilde içerek yürümeye başladık. Ayaklarıma ve bacaklarıma bakıyordu yürürken…
Sahil boştu ve karanlıktı. İlerledikçe oteller de bitmişti. Saat 01:30’u geçiyordu. Kayalıklara gelmiştik neredeyse, hiç ışık yoktu gökyüzündeki mehtap aydınlatıyordu sadece…
“Eee, anlat bakalım cadı. Sevgilin var mı?” dedi.
“Hayır yok!” dedim.
“A aa, neden? Aslında çok güzel bir kızsın. Seni boş bırakmazlar bu güzellikle!” dedi. Yavşaklığı tutmuştu yine!
“Sevgili falan istemiyorum! Hepsinin akılları aynı şeyde!” dedim. Belimi sıkıca tutmuştu. Elini belimden kaydırıp popoma indirdi ve avuçlayıp,
“Ama baksana harika bir fiziğin var. Çocuklara hak vermen lazım, bu fizikle tüm hepsinin aklını başından alıyorsundur!” dedi. Elini tutup ittirdim ve
“Yapma!” dedim.
“A aa, sana yakıştıramadım, bence hoşuna gidiyor!” deyip yeniden avuçladı popomu. Gerçekten de hoşuma gittiğini söyleyemezdim ki ona… Elini tekrar ittirip,
“Annem yetmedi mi? Pis sapık!” dedim. Bu onu sinirlendirmişti. Birden avucu çeneme gelecek şekilde yanaklarımdan sıktı ve büzüşen dudaklarımdan öptü beni,
“Yetmedi amına koduğumun orospusu!” dedi. “Annenin kopyası gibisin. Ama çıtır çıtır, tazecik, lolita kopyası… Seni sikmeden bırakır mıyım zannettin? Daha dur, seni de sikicem, anneni de… İkinizi beraber aynı yatakta sikicem.”
Kalbim küt küt armaya başlamıştı, sanki kaburgalarıma vuruyordu. Diğer eli eteğimin altına girmişti bile. İyice delirmişti. İtmeye, elinden kaçmaya çalışıyordum. Korkudan gözümden yaşlar süzülmeye başlamıştı.
“Bırak beni!” diyordum, ama zor konuşuyordum.
“Ananı siktiğim gibi seni de sikeceğim orospu!” deyip itti beni. Kumlara götümün üstüne düşmüştüm. Düşünüyordum da, görüntü olarak gerçek bir orospudan farkım yoktu.
Ayaklarımdan tuttuğu gibi kumda sürükleyerek kendine çekti beni. Çırpınıyor ve tekme atmaya çalışıyordum, ama gücü beni yeniyordu. Sahilin karanlık bir köşesindeydik. Var gücümle can havliyle bu iri hayvanı üzerimden atmaya çalışıyordum.
“Tepinme amına koduğumun orospusu. Ananı sikerken beni izleyip kendini parmakladığını görmedim mi sanıyorsun? Fark etmedim mi sanıyorsun şezlongda kremlerken amının sulandığını, denizde elime orgazm sularını akıttığını?&q
uot; dedi.Tepem atmıştı,
“Siktir git orospu çocuğu!” deyip suratına bir tokat yapıştırdım. Ama karşılığında yediğim tokatla beynimde şimşekler çaktı.
Korkudan ve çaresizlikten dizlerim boşalmış, ayaklarım tutmuyordu. Çaresizce güçsüzce sadece çırpınıyordum. Makyajım akmış, göz çevrem siyah olmuş, yaşlar da süzülmeye devam ediyordu.
Karanlıkta gözümde yaşlarla beraber zor görmeye başlamıştım. Hayvan gibi bedeni üzerime çullanmıştı. Sırt üstü yatmıştım ve olacakları bekliyordum. Kaçacak yerim yoktu. Sikilmek için çaresizce bekliyordum.
“Orospuluğa erken başlamışsın! İlk günden beri azdırıyorsun beni amına koduğumun orospusu! Anneni sikerken hep seni düşünüyorum!” dedi.
“Yalvarırım bırak!” diyordum ama nafile. İri ellerini göğüslerime attı. Sertçe tutup avuç kadar kumaştan ibaret üstümü indirince göğüslerim açığa çıktı. Korkudan nefesim hızlanmıştı. Memelerimi avuçlayıp,
“Ohhhhh! Banyoda çıkarttığın külotlarını koklamaktan ve otuzbir çekmekten bıktım!” dedi.
Hüngür hüngür, çaresizlikten, acizlikten ağlıyordum. Yumulduğu memelerimi yalıyor, emiyor, tadımı çıkarıyordu. Kabullenmiştim artık olacakları. Gidecek olan kızlığımı düşünüyordum.
Nefretle bakıyordum. Şeytandı o. Sikilmek için çaresizce bekliyordum.
Ayakkabılarımı çıkardı. File çoraplı ayaklarımı yalayıp öpmeye başladı. Tekme atmaya çalıştım.
“Bana bak orospu, uslu durmazsan seni götürür ananın yanına yatırır öyle sikerim!” dedi.
Öyle bir şey yapsa herhalde annem kalpten giderdi. Sustum ve için için ağlamaya devam ettim. Çoraplı ayaklarımı emdi, öptü, okşadı. Soğuk elleri göğüslerimi yoğuruyordu.
Islak dili ise ayağımı bıraktığında göğüslerimi yalıyordu, uçlarını ağzına alıp emiyor ve kemiriyordu. Bedenim işgal altındaydı.
Eli fileli çoraplarımda gezdi ve eteğimin altına girdi, amımı okşamaya başladı. İstemiyordum, ama amım bu okşanmaya sulanarak tepki veriyordu. Bacaklarımı kendime çekmemi istedi.
Fermuar sesini duydum. Son bir umutla ittirdim, ama nafile. Aciz bir kız idim. Sustum ve yarağını yemeyi bekledim. Eteğimi yukarı doğru topladı, file çorabımın ağ kısmını yırttı.
Kabarmış ve sulanmış amım bakire olarak son anlarını yaşıyordu. Külodumu yana toplayıp amımı açıkta bıraktı. Tüylerim ürpermişti. Haykıra haykıra ağlamaya başladım. Sikini amıma dayadığında,
“Hayııııır! Nolur yalvarırım bırak, ne istersen yapa…” dedim, cümlemi tamamlayamadan, keskin bir acıyla, “Aaaağğğğhhh!” diye çığlık attım. Kızlığım yırtılmış, amımda bir doluluk hissi yayılmıştı.
“Ohhhhh! Benimsin artık sürtük!” diyen sesi bomboş sahilde yankılandı. Küçücük amım resmen ayrılmış, yarıla yarıla içine kocaman yarağı almıştı.
Biraz içimde bekledikten sonra o yarak içimi yara yara tekrar çıktı ve amımdan götüme kan süzülmeye başladı. Artık kadın olmuştum. Haykıra haykıra ağlayarak yarağı yemiştim.
Çıkardığı yarağı bir daha kökleyerek tekrar tamamını dibine kadar soktu. Benden yine acı bir, “Iııııığğğğğhhh!” çıktı. O ise keyifli bir şekilde,
“Ohhhh, amcığın daracık!” dedi. Sertçe kökleyerek sikiyordu az önce bozulan amımı.
Altında bir orospu gibi acizce sikiliyordum, ne de olsa annemin kızıydım. Sertçe gidip geliyordu içimde. Göğüslerim sallanıyordu. Her girdiğinde yarağı içimi parçalıyordu sanki. Midemde hissediyordum resmen.
Çığlık atıyordum umutsuzca. İtiraf etmesi zor da olsa aynı anda da zevkten gözlerim kayıyordu. Sikilmek böyle bir şeydi demek ki! Annem bundan böyle zevk alıyordu demek ki! Annem gibi bir kadın olmuştum artık…
Sikerken bir bacağımı omuzuma aldı, ayak parmaklarımı öpüyordu. Az sonra,
“Nesin sen?! Ha?! Neyimsin lan benim?!” diyerek iyice hızlanmıştı. Ne dememi bekliyordu ki? Cevap vermedim. Sert bir tonda,
“Sen bir orospusun, benim oropumsun, söyle!” dedi amıma sert sert pompalarken. Hayvan herifin altında zaten zar zor nefes alıyordum, güç bela,
“Ben bir orospuyum… Senin orospun!” dediğimde resmen hayvan gibi anırarak üzerime yığıldı! İçimde kesik kesik sıcak bir şeyin akma hissi yayıldı! Lanet olsun, içime boşalmıştı!
İçimde biraz kaldıktan sonra yarağını çıkardı amımdan. Üstümden çekildiğinde ben kalkmak istedim,
“Daha işim bitmedi, götünü de sikeceğim, domal!” dedi.
“Hayır, nolur yapma, zaten amıma zor aldım, nolur yapma!” dedim. Saçlarıma asılmış, gözü dönmüş bir canavar gibi bakıyordu.
“Domal amını siktiğimin orospusu! Tayt giyip azdırırken sorun yok, her gün frikik verirken sorun yok, ananı siktiğimde dikizleyip amını parmaklarken sorun yok, sikmeye gelince yapma! Hiç kaçarın yok. Bu yarrak götüne girecek!” dedi.
Cehennem gecesini yaşıyordum. Rahat giyinme tarzımın, masumca verdiğim frikiklerin ve rahat davranışlarımın beni bu duruma düşüreceğini hiç düşünmemiştim.
“Tadını alınca sik beni diye kendin geleceksin ayağıma!” dedi.
“Asla!” dedim.
“Domal lan orospu, hadi!” deyip saçımdan asılınca mecburen istemeyerek arkamı döndüm ve eğildim. Götüme şaplak atıp,
“Kır belini ve bana zevk ver. Yoksa annene gidip beni baştan çıkardığını söylerim!” dedi.
Belimi kırıp domaldığım anda kumlara damlamış birkaç damla kızlık kanımı gördüm.
Belimi tuttu, neden sımsıkı tuttuğunu henüz kavramamıştım. Yarağının başını küçük deliğimde hissettim. Fakat ne kadar baskı yapsa da girmiyor, bense can çekişiyordum.
Gözlerimden yaş eksik olmuyordu. Dağılmış saçım, akmış makyajım, yırtılmış çorabım ve amımda kurumakta olan kan ile sikmelik bir et parçasından başka bir şey değildim. Döllerini boşaltacağı bir döl torbasıydım. Bir kadındım. Kadın olduğum için de acizdim…
Yarak götümü delerken o an erkeklerin üstünlüğünü kabul ettim. Bu dünyaya sadece sikilmek ve erkekleri memnun etmek, onları rahatlatmak için gönderilen zevk verici bireyler olduğumuzu anladım.
Acıdan ağlarken yarağının başı götüme santim santim giriyor ve mutlu ediyordum Ömer abiyi. Götüm resmen ayrılıyordu. Annemin neden ayrık yürüdüğünü anlamıştım… Saçlarıma asılıp,
“Mal gibi durma lan orospu, konuş, annen gibi azdır beni!” dedi. Annemin sikişmelerine çok kulak misafiri olmuştum, annemin sikilirken söylediği laflar geldi aklıma.
“Sik beni! Ohhhh! Hadi sik beni! Ahhhhh!” diye konuşurken gözlerim kararıyordu.
“Doğru düzgün azdır orospu!” dedi. Bir ayağını başımın yanına kadar açıp sertçe tüm gücüyle götüme bastırmaya başlamıştı. ”
Ağğğhhh, yavaş nolurrr!!!” diye bağırdım. Ciğerlerim sökülüyordu sanki.
“Ohhhh, götün daracık!” diyerek sokuyordu götüme. Yarağının damarlarına kadar hissediyordum, sikmiyor, bedenimde yepyeni yol açıyordu resmen…
Dayanılmaz bir acıydı ve bu acının bir an önce bitmesi için onu azdırıp boşaltmaktan başka çarem yoktu.
“Ohhhh, sik beni erkeğim! Yarağına kurban olurum, kökle aslanım. Sik karını! Sik orospunu! Ahhhh! Ohhhh! Iımmmm!” diyordum, ama götümün kanadığını, yarıldığını hissediyordum.
O ise tazecik götümün tadını çıkara çıkara yavaş yavaş sikiyordu. Bu gidişle saatlerce sikecek gibiydi.
“Daha sert sik kocacığım! Hızlı sik karını, hızlı sik orospunu! Ohhhh! Amımı döllediğin gibi götümü de dölle! İçime fışkırt döllerini!” deyip yalandan zevk inlemeleri çıkarıyordum.
Bu arada ellerim uyuşmuş, gözlerim kararmıştı. Her köklemesinde ileri gittiğim için göğüslerim deli gibi sallanıyordu… En son,
“Kucağıma gel!” deyip götümden çıktı, sırtını kayaya yasladı. Kucağına geçtim. Yarağını göt deliğime yerleştirip üstüne oturttu, köküne kadar girmişti. Kucağında zıplatıyordu beni. Götümü sikerken bir yandan amımı okşuyordu. Klitorisimin sertleştiğini parmaklarının sert temasıyla anladım.
“Oohhh…” diye inleyerek geniş göğsüne kapandım bir anda…
Bu zevke dayanamıyordum, ben de insandım. İçimden acizliğime ağlıyor, ama sikilmekten de zevk alıyordum.
Daracık götümün kanalı boyunca onun koca yarağı gidip geliyor, bir yandan da am dudaklarımı, klitorisimi okşuyordu. Amım vıcık vıcıktı zaten. İçimdeki sürtük orospu uyanmak için bunu bekliyordu demek ki. Annemi şimdi daha iyi anlıyordum. Hem canım yanıyordu, hem de korkunç zevk alıyordum.
Bu sefer zevk alarak ve içimden gelerek,
“Zıplat beni Ömer abi! Hadi sert sik orospunu! Ohhhh!” diyordum.
Beni zıplatırken göğüslerim de deli gibi zıplıyordu. Kucak kızı olmuştum, kucakta bacaklarım ayrık sikiliyordum. Belimden iki eliyle tutup bastırarak yarağının tamamını içimde hissettiriyordu.
Amım götüm karıncalanmıştı. Gözlerim kaymış, aniden gelen zevk dalgası ile götüm sikilirken amımdan sular fışkırmış, titreyerek bacaklarım kapatmıştım. O sırada Ömer abi anırarak götümün içine boşalmıştı.
Biraz götümün içinde kaldıktan sonra,
“Ohhh, bu yeterliydi!” deyip beni üzerinden attı. Tam bir hayvandı bu herif…
Beni plajda o halde bırakıp otele döndü. Kızlığım gitmiş, götüm sikilmişti. Olayın şokuyla yarım saat kadar kaldım kumların üzerinde, kalkamadım.
Hava serinlemişti, zar zor kalktım. Harap vaziyette, elimden geldiğince üstümü başımı toparlamaya çalıştım, yine zar zor yürüyerek odama döndüm. Yürürken ve otururken zorlanıyordum. Ağlayarak duş alıp uyudum…
Sabah kalktığımızda Ömer abi otelin ücretini ödeyip gitmişti. Annemden ayrılmıştı, hem de kısa bir mesajla… Nasıl olsa ikimizden de istediğini almıştı. Otel odasında aynı erkeğin kırıp attığı iki kadın gözümüzde yaşlarla kalakaldık.
Orospu çocuğu, bize önce cenneti göstermiş, ardından da hayatımızı cehenneme çevirip bırakmıştı! Annemin hüngür hüngür ağlaması gözümün önünden gitmeyecek hiç…
Annem bundan sonra hiç bir erkeğe bu denli bağlanmayacağına yemin ediyordu. İçimden güldüm onca üzüntünün arasında… Başka bir erkekle olmayacağım demiyordu azgın annem, sadece bağlanmayacak, bu kez o acımadan tekmeyi basacaktı. Eh, bir erkeğin kollarında iyi bir seksin, harika zevkleri yaşamanın tadını almıştı o da…
Bu olay bana iyi bir ders olmuş, hayatımın bundan sonraki rotasını değiştirmişti. O an kararımı vermiştim. Annemin durumuna düşmeden, gözüme kestirdiğim erkeklerle gönlümce sikişip, paraya da para demeyecektim.
Nasıl olsa artık her iki deliğimin de kızlığı gitmişti. Ve bu güzelliğimle, seksiliğimle her erkek beni sikmek için can atacaktı.
Bir yanıt yazın